Şardan yazısında şunları kaydetti:
"Kaplan'ın, Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanı sıra dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman başta olmak üzere kimi yargı mensuplarıyla bağının bulunduğu iddiaları başkentte ciddi rahatsızlık yarattı.
Özellikle yargı cenahı çok huzursuz. 'Yargı camiası ikiye bölündü' demek yanlış olmaz.
Yargıtay Başkanı, Dinç'le görüştü
Yaşanan rahatsızlık öyle bir boyuta ulaştı ki, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca devreye girmek zorunda kaldı.
Akarca, geçen hafta içinde Kaplan'la ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç'le görüştü.
Yargıtay kulislerinde gündem olan görüşme Yargıtay Başkanı Akarca'nın daveti üzerine gerçekleşti. Akarca, Yargıtay'a gelen Ankara Emniyet Müdürü Dinç'le makamda bir süre Ayhan Bora Kaplan'ın dosyası çerçevesinde değerlendirme yaptı.
Kulislere yansıyan iddialara göre, Akarca, Dinç'ten dosyanın içeriği hakkında bilgi almak istedi. Dinç kamuoyuna yansıyan bilgiler çerçevesinde değerlendirme yaptı.
Bu noktada Akarca'nın farklı iki amacı olduğunu düşünmek yanlış olmaz. İlki, Dinç'ten aldığı bilgilerden yola çıkarak halen Yargıtay üyesi olan Yüksel Kocaman veya varsa başka üye / üyeler hakkında soruşturma başlatmak. Diğeri ise; Kocaman ve olası diğer yüksek yargı mensupları hakkındaki iddiaları değerlendirmek, iddiaları ciddi bulmuyorsa Yargıtay üyeleri için koruma zırhı oluşturmak.
Ayrıca Yargıtay Başkanlığı'nın herhangi bir üye hakkında inceleme veya soruşturma başlatması için dosya içeriğini bilmesine gerek yok. Yürürlükteki mevzuata göre, başlatılacak soruşturma kapsamında delil ve belge toplanması mümkün. Dolayısıyla Yargıtay Başkanı'nın, savcılık koordinesinde yürütülen bir soruşturma hakkında bizzat Ankara Emniyet Müdürü'nü çağırıp görüşmesi pek usule uygun durum değil. Görüşme "nezaket" kapsamında da olsa zamanlaması manidar. Akarca'nın Dinç'le görüşmesinden sonra nasıl bir yaklaşım içinde olacağı Yargıtay yerleşkesinde merak konusu.