T24 yazarı Tolga Şardan, Ayhan Bora Kaplan'ın organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanması sonrasında siyaset ve bürokrasi içerisindeki ilişkileri yazdı. 

Şardan yazısında şunları kaydetti:

DEM Parti'den emekliye destek: En düşük maaş 32 bin lira olmalı DEM Parti'den emekliye destek: En düşük maaş 32 bin lira olmalı
"Kaplan'ın, Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanı sıra dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman başta olmak üzere kimi yargı mensuplarıyla bağının bulunduğu iddiaları başkentte ciddi rahatsızlık yarattı. Özellikle yargı cenahı çok huzursuz. 'Yargı camiası ikiye bölündü' demek yanlış olmaz.   Yargıtay Başkanı, Dinç'le görüştü Yaşanan rahatsızlık öyle bir boyuta ulaştı ki, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca devreye girmek zorunda kaldı. Akarca, geçen hafta içinde Kaplan'la ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç'le görüştü. Yargıtay kulislerinde gündem olan görüşme Yargıtay Başkanı Akarca'nın daveti üzerine gerçekleşti. Akarca, Yargıtay'a gelen Ankara Emniyet Müdürü Dinç'le makamda bir süre Ayhan Bora Kaplan'ın dosyası çerçevesinde değerlendirme yaptı. Kulislere yansıyan iddialara göre, Akarca, Dinç'ten dosyanın içeriği hakkında bilgi almak istedi. Dinç kamuoyuna yansıyan bilgiler çerçevesinde değerlendirme yaptı.

Bu noktada Akarca'nın farklı iki amacı olduğunu düşünmek yanlış olmaz. İlki, Dinç'ten aldığı bilgilerden yola çıkarak halen Yargıtay üyesi olan Yüksel Kocaman veya varsa başka üye / üyeler hakkında soruşturma başlatmak. Diğeri ise; Kocaman ve olası diğer yüksek yargı mensupları hakkındaki iddiaları değerlendirmek, iddiaları ciddi bulmuyorsa Yargıtay üyeleri için koruma zırhı oluşturmak.

Ayrıca Yargıtay Başkanlığı'nın herhangi bir üye hakkında inceleme veya soruşturma başlatması için dosya içeriğini bilmesine gerek yok. Yürürlükteki mevzuata göre, başlatılacak soruşturma kapsamında delil ve belge toplanması mümkün. Dolayısıyla Yargıtay Başkanı'nın, savcılık koordinesinde yürütülen bir soruşturma hakkında bizzat Ankara Emniyet Müdürü'nü çağırıp görüşmesi pek usule uygun durum değil. Görüşme "nezaket" kapsamında da olsa zamanlaması manidar. Akarca'nın Dinç'le görüşmesinden sonra nasıl bir yaklaşım içinde olacağı Yargıtay yerleşkesinde merak konusu.
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca - Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç
  Soruşturmayı sulandırma girişimleri Kaplan'a yönelik operasyonun yarattığı hoşnutsuzluk, farklı bir yönden ortaya çıktı. Daha önce Büyüteç'te yazmıştım; operasyondan huzursuz olan kişiler ve gruplar, dosyayı hazırlayanları "kripto FETÖ'cü" olarak tanımladı. Zira, Kaplan'ın konuşması halinde, FETÖ'yle mücadele perdelemesi altından epeyce yargı ve emniyet mensubunun "kişisel menfaat" çerçevesinde bağlantılarının ortaya çıkacağı muhakkak. Bağlantıların gün ışığına çıkmasını önlemek amacıyla son bir haftadır, söz konusu kişiler ve gruplar, dosya dışındaki konuları sosyal medya üzerinden gündeme getirip deyim yerindeyse "soruşturmayı sulandırmayı" hedeflemiş durumda. Dikkatleri başka yöne çekerek, dosyanın etkinliğini kırmak en önemli amaçları. Hatta öyle ki, geçmişte birbirlerine düşman olanlar Kaplan dosyası sonrasında aynı kare içindeler. Bu arada soruşturma savcılık koordinesinde yürütülmesine karşın polise yönelik baskılar artmaya başladı. Baskıların artmasının en önemli gerekçesi, ilk dosyadan sonra yine Kaplan'la ilgili soruşturmaya alınacak yeni dosyaların var olması. Operasyonun ilk günlerinde Ankara Emniyeti'ne destek veren Emniyet Genel Müdürlüğü üst yönetimi, şimdi sürecin yavaşlatılması ve medyaya bilgi verilmesini önleme telaşında. Net biçimde hissediliyor bu tablo. Bilhassa hemen her yerde kendisinin Soylu'nun ekibinden olmadığını söyleyen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Çorumlu'nun, sürecin yavaşlatılması ve kamuoyuna bilgi verilmemesi konusunda Ankara Emniyeti'ne telkinde bulunduğu iddiası gündemde." Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.