Resmi Gazete’de yayımlanan “Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"e göre avukatlar sosyal medya da dahil olmak üzere internet paylaşımlarında bedel karşılığı veya bedelsiz olarak ürettiği hukuki bilgileri, makaleleri, dava süreçlerine ilişkin içerikleri reklam olarak veremeyecek. Reklam yasağı yönetmeliğindeki değişikliğe göre ⁠reklam yasağı ihlali olduğu düşünülen fiil nedeniyle uyarı yazısı gönderilmeden re’sen soruşturma açılarak, ilgiliye savunma istemini de içeren yazı tebliğ edilecek. Reklam yasağını ihlal eden fiilin sonlandırılmaması, tekerrür olarak değerlendirilebilecek. Avukatlar çevrim içi mecralarda kendi sitesine veya kendi sitesinden bir başka siteye yönlendirecek kısa yolları da kullanamayacak, kullanılmasına izin veremeyecek; çevrim içi mecralarda reklam veremeyecek veya alamayacaklar.

Yönetmelikte madde 6’da “Yazılı, İşitsel, Görsel ve Çevrimiçi İletişim Araçlarının Kullanımı”na ilişkin kısımda avukatların mesleki kimliğiyle ilişkilendirilecek şekilde yaşamları, kazançları, mesleki faaliyetleri hakkında reklam niteliğinde paylaşımlarda bulunamayacağı kaydedildi. Avukatlar yazılı, işitsel, görsel ve çevrim içi iletişim araçlarında, avukat unvanının kullanıldığı durumlarda, özel yaşamlarına ilişkin paylaşımlarında avukatlık mesleğinin itibarını zedeleyici nitelikte davranışlardan kaçınacak. Her ne sıfat altında olursa olsun katıldıkları veya bir parçası oldukları yayınlarda, reklam sayılabilecek her türlü davranıştan, avukatlık mesleğinin itibarını zedeleyici her türlü açıklama ve paylaşımdan kaçınacakları da belirtildi. Zorunlu hallerde ise avukatlar geçmişteki veya mevcuttaki dava dosyalarının hukuki boyutları içinde kalmak kaydıyla, bilgi verebilir; açıklamalarda bulunabilirler. Ancak iş elde etme amacıyla, ulaşılması herkes için mümkün olan genel ve soyut içerikli bilgiler paylaşmak suretiyle yayın yapılamayacağı yazılı veya görsel paylaşımda da bulunamayacağı vurgulandı.

Yönetmeliğe eklenen yeni maddeye göre; avukatlar, iş elde etme amacına yönelik ve meslektaşlarıyla rekabete yol açacak şekilde, çevrim içi mecralarda ve internet sitelerinin tasarımında veya arama motorları tarafından algılanabilen kodlarında, mesleki faaliyetlerini ön plana çıkarmaya ve arama motorlarında üst sıralarda yer almaya yönelik yönlendirici kod, anahtar sözcük, alt alan adı, sayfa adresi kullanamazlar veya benzeri yöntemleri uygulayamayacak. İş elde etme amacına yönelik olmamak ve meslektaşlarıyla rekabete yol açmamak kaydıyla, baro veya Türkiye Barolar Birliği organ ve başkanlık seçimleri ile genel veya yerel seçimlerdeki adaylıklarına ilişkin bilgileri seçim tarihinden azami iki ay önce başlayıp seçimi izleyen 10 gün içinde sona erdirmek kaydı ile yazılı, işitsel, görsel iletişim araçları ile çevrim içi mecralar yoluyla duyurabileceği bu duyuruların da amaca elverişli ve mesleğin saygınlığına yaraşır nitelikte olması gerektiğine işaret edildi.

Yerlikaya'dan Rize depremi açıklaması: Olumsuz bir durum bulunmamaktadır Yerlikaya'dan Rize depremi açıklaması: Olumsuz bir durum bulunmamaktadır

Yönetmelik kapsamında ayrıca görüşme mekanlarına ve avukatlık bürolarına ilişkin de ayrıntılı yasak getirildi.

Peki avukatlar reklam yapma kaygısı olmadan herhangi bir kazanç- trafik beklentisi olmadan kişisel sitelerinde akademik makale yayınladıklarında bu durum reklam yasağı kapsamına girecek mi? Veya “arama motorlarında üst sıralarda yer almaya yönelik yönlendirici kod, anahtar sözcük ve sayfa adresinin kullanılamaması” düzenlemesine göre bir avukat ağır ceza, gayrimenkul, aile veya kişiler hukuku, iş ve sosyal güvenlik gibi uzmanlık alanını biyografisinde sıfat olarak kullanamayacak mı?

Cem Acer

Böyle bir düzenlemeye gerek var mıydı?

Avukat Hakları Grubu MYK üyesi Cem Acer, düzenlemenin gerekliliği üzerine konuşulması gerektiğini ifade ederek, “Reklam yasağı yönetmeliğinin elbette olması gerektiğini düşünüyoruz ancak bunun çağın gerekliliklerine uygun, kötüye kullanımı, istismarı önleyici şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Ancak bu çağ dışı bir düzenleme, ifade özgürlüğümüz elimizden alınıyor. İfade özgülüğü temeline, özüne orantısız müdahalede bulunuluyor. Bu da anayasa madde 13’e aykırılık teşkil ediyor. Bu kadar boğucu bir düzenlemeye gidilmemeliydi. Önceki yönetmelikte ne eksikti de yeniden düzenleme gereği duyuldu? Çözüm reklam yasağını ağırlaştırmak değil etkin denetimdir. Etkin bir denetim olmadığı sürece yapılan düzenleme ne mesleğe yönelik bir katkı sunar ne de topluma faydası olur. Aksine toplumun haber alma özgürlüğünü, bilgi edinme hakkını ve pek çok kamusal faydayı azaltır” dedi.

“Yönetmelikte hukuki ön görülebilirlik ve belirlilik ilkesi yok”

Acer yönetmelikteki değişiklere ilişkin, “Yönetmelikte birden fazla kısım değişti, eklemeler ve çıkarmalar yapıldı. Reklam yasağı yönetmeliğinin birinci maddesi olan ve bizlere reklam yasağı hakkında çerçeve ve kavram seti sunan kısım kaldırıldı. Böylelikle yorum ve çerçeve çizme araçları elimizden alındı, gerek meslek kuruluşumuz gerekse idare mahkemeleri takdir yetkisini ucu açık şekilde kullanabilecek. Yönetmelikte reklamın tanımının ne olduğu yapılmıyor, eylemin reklam kaygısıyla yapılıp yapılmadığının tespitine ilişkin kıstasları da bilmiyoruz. İş elde etme amacının tanımı da yok. Tüm bunlar muğlak. Dolayısıyla yönetmelikte kanun yapmada hayati öneme sahip olan kıstaslarımızdan hukuki ön görülebilirlik ve belirlilik ilkesi yok. Buradaki belirlilikten kastımız kabaca yönetmeliğin 5N1K’sı diyebileceğimiz ‘madde ne diyor, yaptırımı ne, kimlere uygulanacak, ne uygulanacak, ne zaman uygulanacak, nasıl uygulanacak’ sorularının yanıtıdır. Avukatların topluma veya meslektaşlarına faydalı olacağı düşüncesiyle bir şeyler paylaşması, sosyal medyada yazılar, videolar, görseller paylaşıyor olması tek başına reklam yasağına aykırı davrandığı anlamına gelmiyor. Bir avukat, avukatlık sıfatıyla konuştuğunda ortada az veya çok kamusal bir fayda vardır. Bu yönetmeliğe göre iş elde etme amacı ile kamusal faydayı birbirinden nasıl ayıracağız? Avukatların kendi aralarında davalara ilişkin dayanıştıkları tartıştıkları çeşitli sosyal medya platformları vardır, çoğu zaman toplumda bilinçlenme oluşturacak paylaşımlar da yapılır. Yönetmeliğe göre tüm bunlar artık istisnasız olarak yasak. Bu durum meslektaşlar arasında dayanışmayı öldürüyor, gazetecilerin toplumun bilgi edinme hakkını elinden alıyor. Ayrıca yönetmelik neredeyse bir avukatın kendisini ‘avukat’ olarak tanımlamasını dahi elinden alacak daraltıcı ve belirsiz düzenlemelere sahip. Oysa Avukatlık Kanunu’nda yönetmelikte öngörülen kadar daraltıcı bir düzenleme bulunmuyor. Adeta kanunda olmayan bir sınırlama yönetmelikle getiriliyor. Düzenleme nedeniyle antetli kağıtlarımızı, internet sitelerimizi, sosyal medya hesaplarımızı elden geçirmemiz gerekiyor. Reklam yasağını ihlal eden meslektaşlarımız mutlaka vardır, buna ilişkin Türkiye Barolar Birliği veya baroların denetim yapması, tespit halinde bu kişilere yaptırım uygulanması gerekiyor. Ancak kamusal fayda gözetildiği iddiasıyla adil olmayan rekabeti zapturapt almaya çalışılıyor ancak bu durum ölçüsüz şekilde ifade özgürlüğü hakkını ihlal ediyor” bilgisini verdi.

Muhabir: Naz Akman