Haber: Deniz Ali Tatar

2009 yılında düzenlenen 16. Adana Altın Koza Film Festivali'nde "Hayatın Tuzu" filmiyle "Umut Veren Genç Kadın Oyuncu" ödülü alan başarılı oyuncu Asiye Dinçsoy, rol aldığı bir çok film ve diziyle adından sıkça söz ettirdi. Özellikle 2016 yılında izleyici karşısına çıkan "Toz Bezi" filmindeki rolüyle adını geniş kitlelere duyuran Dinçsoy, rolüyle bir çok ödüle layık görülmüştü. Yeditepe Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu olan Dinşsoy; "Zümrüdüanka", "O Kız", "Şimdi Onlar Düşünsün" ve "Kırmızı Oda" gibi dizilerle de izleyici karşısına çıkmıştı. Şu sıralar "Yüzleşme" filmiyle festivallerde izleyiciyle buluşan Dinçsoy, filmde "Hatice" karakterini canlandırıyor. Festivallerin sinema sektörünü bir araya getirdiğini ve tanışma alanı sağladığını söyleyen Dinçsoy, 24 Saat’ten Deniz Ali Tatar’ın sorularını yanıtladı. “Yüzleşme” filminde canlandırdığı Hatice karakterinin kendi ailesinden de izler taşıdığını söyleyen Dinçsoy: "Hatice'nin derinlerindeki katmanlarda ‘ata erkil düzende yetişmiş bir abla’ figürü vardı. Ve Hatice, tüm ataerkilin vicdanının yansımasıydı bence.” diye anlattı.

Filistin'de yaşayan 18 yaşındaki ressamın eserleri Trabzon'da sergilendi Filistin'de yaşayan 18 yaşındaki ressamın eserleri Trabzon'da sergilendi

“Festivallerin kaynaştırıcı gücüne inanıyorum” 30. Adana Altın Koza Film Festivali’nin çok güzel başladığını ve devam ettiğini söyleyen Asiye Dinçsoy: “Yüzleşme filmimizin ekibiyle beraber festivaldeydik ve sinema dolu çok güzel vakitler geçirdik. Yeni filmler izledik ve sinema camiasındaki yeni ekipleri de tanımış olduk. Yeni oyuncularla ve yapımcılarla tanışma alanı sağlıyor festivaller ve bu yıl da kendi adıma bu tanışmalar olduğu için çok mutluyum. Daha önceden tanıdığım kişilerle de sinema için buluşmak çok güzel. Festivallerin kaynaştırıcı ve bütünleştirici gücünü seviyorum. Sansürsüz bir şekilde festivaller devam etmeli.” dedi. Adana’daki gösterimde ‘Yüzleşme’ filmi hakkında olumlu tepkiler aldıklarını söyleyen Dinçsoy, izleyici yorumlarını şu şekilde özetledi: “Karakterime gelen yorumlar çok iç açıcıydı ve izleyiciler filmle çok güzel bağ kurduklarını söylediler. Bir oyuncu olarak gurur verici bir şey, festivalde yaptığınız projeyi sunup izleyiciden güzel yorumlar almak harika. İstanbul dışındaki şehirlerdeki festivallere gittiğinizde, sektörde geldiğiniz noktayı daha iyi görebiliyorsunuz. Çünkü İstanbul’da bu karşılaşmalar daha az oluyor, Adana’daki halk izleyicisi beni bu anlamda çok mutlu etti. Festivale katılan izleyicilerden çoğu yanıma gelip, daha önceki filmlerimi ve dizilerimi de izlediklerini söyleyip, oyunculuklarım hakkında yorumlamalar ve kıyaslamalar yaptığında çok mutlu oldum.” “Hatice, benim ailemden de izler taşıyan bir karakterdi.”

Yüzleşme filmine çok sonradan dahil olduğunu söyleyen Dinçsoy, filmle buluşma sürecimi şu şekilde anlattı: “Teklif geldiğinde programımı ayarlayamadığım olamayacak gibiydi. Çünkü o dönem Güldür Güldür Show’da rol alıyordum. Fakat bittiğinde tekrar yönetmenimiz Filiz Kuka da henüz biriyle anlaşmadığını söylemişti. Bu şekilde denk gelmemiz harika oldu ve işini iyi bilen bir ekiple yola çıktığımı fark ettim. Canlandırdığım karakterin, benim için olgunluk dönemi karakterlerimden birisinin başlangıcı olduğunu hissediyorum.” Genel anlamda filmlerde hikaye sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Dinçsoy, Yüzleşme’nin senaryosunu okuduğunda değişik bir hikaye ile karşılaştığını söyledi. Dinçsoy: “Son izlediğim filmlerde, büyük meselelerin işleniş biçimleri zayıf kalıyor bence. Yüzleşme’nin hikayesi o anlamda çok farklı ve değişik bir yerden ele alıyor konusunu. Hatice karakteri, benim ailemden de izler taşıyan bir karakterdi. Ve filmde bariz bir şekilde yüzeysel olarak gösterilmese de, derinlerindeki katmanlarda ‘ata erkil düzende yetişmiş bir abla’ figürü vardı. Ve Hatice, tüm ataerkilin vicdanının yansımasıydı bence.” diye filmi ve karakterini anlattı. Yönetmen Filiz Kuka ile harika bir süreçte çalıştıklarını söyleyen Dinçsoy: “Partnerlerim Nilay Erdönmez, Okan Urun ve Güneş Sayın ile çalışmak çok güzeldi. Film ekibi olarak bir bütünlük yakaladık ve dilimiz çok uydu. Tabi ki en başta Filiz’in bizi bir araya getirmesi tercihi harika oldu. Reji ekibi de muazzam iş çıkardı bence.” dedi. Yüzleşme filmini her izlediğinde boğazının düğümlendiğini söyleyen Dinçsoy, filmin dramatik yöne yaslanmadığını ama hikayesiyle içe oturtan bir yönü olduğunu söyledi. Dinçsoy: “Yoğun duygular yaşatıyor film ve izleyiciden de bu yönde yorumlar geldi. Beğenen de oluyor beğenmeyende tabi, oturup tartışılmalı.” dedi.

“Sinema sektöründeki bileşenler tüm dertlerini dökebilse keşke”

Gelen eleştiriler konusunda da fikrini belirten Dinçsoy, bu konuda fikrini şu şekilde söyledi: “Türkiye Sineması’nda doğru düzgün eleştiriler çıkmamaya başladığını düşünüyorum. Eski eleştirmenler çekildi, yeni eleştirmenler de filmlere haksızlık yapıyor bence. Sosyal medyada birkaç cümlelik olumsuz yorumlar, sektörde de kırıcılıkla karşılanıyor. Çünkü film yapımı sürecinde çok ciddi emek harcanıyor ve para bulma mücadelesi içerisinde filmler çekiliyor. Keşke filmleri amaçladığının içerisinde eleştirilse keşke. Biraz daha özverili olabilir ve büyük bir çürüme var. Tüm sektör bileşenleri bir araya gelip detaylı bir şekilde dertlerini dökebilse keşke. Zaten ülkemizdeki film festivallerinin sayısı azalmış durumda ve ilk filmini çeken yönetmenler de festival bulmakta ve filmlerini göstermekte zorlanıyorlar. Ama ben inanıyorum ki sektör yeni yönetmenler kazanmaya devam edecek ve şahlanma dönemine girecek.” diyerek fikirlerini paylaştı.

Editör: Anadolu Ajansı