Niğde'de 12 günlük bebeğin kalbinde iki büyük atardamar arasındaki açıklık ameliyatla kapatıldı Niğde'de 12 günlük bebeğin kalbinde iki büyük atardamar arasındaki açıklık ameliyatla kapatıldı
NAZ AKMAN/ANKARA- Tüm dünyada her geçen gün kabusa dönüşen aşırı terleme rahatsızlığı özellikle tanı konulamayan ve tedavi olamayanlar için önemli bir sorun olarak gündemini koruyor. Diyabet, tiroit (hipertiroidi), obezite, alkolizm, menopoz, solunum ve kalp yetmezliği gibi hastalıklar ile D vitamini eksikliğinde görülebilen aşırı terleme rahatsızlığı teşhis konulduktan sonra çeşitli cerrahi tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabiliyor. Ancak tanı ve teşhisi konulamayan hastalar için aşırı terleme sorun gerek özel hayatta gerekse toplum içinde çeşitli rahatsızlıklara sebebiyet verebiliyor. El sıkışamama, kağıt ve kalem gibi ofis işleri veya sınavlarda zorlanma gibi çeşitli güçlüklere neden olan aşırı terleme ilişkin teknolojiler de gelişim göstermeye devam ediyor. 1988 yılından bu yana Başkent Ankara’dan dünyanın farklı yerlerine elektronik medikal cihazlar tasarlayan medikal ve kozmetik cihazlar uzmanı Yücel İzgin, aşırı terlemeye ilişkin önemli bir cihaza imza atıyor. İyontoforez galvanik akım tedavisine ilişkin cihaz geliştiren İzgin’in bu buluşu Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından buluş niteliğinde değerlendirildi. Aşırı terleme sorununu gidermeye yardımcı olan cihaz, kısa süre içinde tescil işlemlerinin tamamlanmasıyla beraber dünya pazarına açılmayı planlıyor. Kişinin günlük sosyal aktivitesini kısıtlayan aşırı terlemenin, yine bireylerin sosyal hayatta kurduğu ilişkilerde el sıkışırken utanabileceğini, yazı yazarken veya klavye kullanırken erken yaştakilerde ise eğitim sürecinde aksaklıklar yaşayabileceğini bu nedenle bireylerde özgüven eksikliğine neden olabileceğini ifade eden İzgin, yaşam kalitesini düşüren bu soruna ilişkin alternatif çözüm yolları olduğunu belirtti. Çoğunlukla el, yüz ve koltuk altlarında görülen aşırı terlemenin gözeneklerin açık olması nedeniyle aynı zamanda cilt enfeksiyonlarına da neden olabileceğini söyleyen İzgin, aşırı terlemenin tedavi edilmemesi durumunda bireylerde psikolojik ve sosyal açılardan çeşitli rahatsızlıkların meydana gelebileceğini aktardı. Aşırı terleme sorununa karşın cerrahi tedavi yöntemleri yanı sıra ayrıca iyontoforez ve botoks gibi uygulamaların da sorunu giderici nitelikte olduğuna dikkat çeken İzgin, öncelikle bir kliniğe başvurulması ve doğru teşhisin yapılması gerektiğini belirtti. İyontoforez’in zararsız ve ağrısız bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığını belirten İzgin, bu tedavi yönteminde cilde çeşitli iyonları galvanik akım kullanılarak nüfus ettirilmeye çalışıldığını ve özellikle hiperhidroz hastalarında gözle görülür bir sonuç alındığını belirtti. İzgin, “Türk Patent ve Marka Kurumu cihazımızı buluş niteliğinde değerlendirdi” Cihazın patent sürecine ilişkin bilgiler veren İzgin, “Aşırı terleme şikayeti olanlar için iyontoforez yöntemi öneriliyor, oldukça yaygın bir uygulama. Bu cihazla yapılan bir tedavi yöntemi hali hazırda tüm dünyada mevcut ancak biz cihaza ilişkin önemli riskleri düşürdüğümüz inovatif tasarımımızla aşırı terleme şikayetini ev konforunda, hijyenik ve sağlıklı bir boyuta ulaştırdık. Cihazımızın patenti için çalışmalar başlattık. Türk Patent ve Marka Kurumu cihazımızı buluş niteliğinde değerlendirdi. Kısa süre içinde cihazımız tescillenecek. El ayak ve koltuk altı terleme sorunları olan insanların cihazı satın almadan önce uzman doktor tarafından iyontoforez cihazıyla tedavinin yapılabileceğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Tasarladığımız bu cihaz dünyadaki tüm cihazlardan daha üstün özelliklere sahip olmasının yanı sıra hijyenik ve uygun fiyatıyla tercih ediliyor, cihazı ayrıca yurt dışına da ihraç etmeyi düşünüyoruz” dedi. Etkili üç tedavi yönteminden biri İzgin iyontoforez galvanik akım tedavisine ilişkin, “Aşırı el, ayak ve koltuk altı terlemeleri yaşayanlar koku başta olmak üzere ıslaklık nedeniyle günlük hayatını idame ettirirken çeşitli zorluklarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu sorun maalesef oldukça rahatsız edici bir yaşam biçimine neden oluyor. Bu noktada aşırı terleme sorunu yaşayanların öncelikle doktora görünmesi gerekiyor. Doktorun teşhisi ile cerrahi tedavi yöntemi uygulanabilir. Kişide diyabet (hipoglisemi), tiroit (hipertiroidi), obezite, alkolizm, menopoz, solunum ve kalp yetmezliği gibi hastalıklar veya D vitamini eksikliği olup olmadığı tespit edilir. Söz konusu hastalıklardan herhangi biri yoksa üç tedavi yöntemi uygulanabilir; cerrahi yöntemle ter gözeneklerine klips atılması, botoks ve iyontoforez cihazıyla yapılan tedavi yöntemi. Bu yöntem başlangıçta 21 gün, yarım saat şeklinde düzenli olarak uygulanabilir. Bu sürenin sonunda ise kişinin ihtiyacına göre belirli periyotlarla kullanıma devam edilir. Şikayet azaldıkça kullanım da seyrekleşir” bilgilerini verdi. İzgin, iyontoforez galvanik akım tedavisine yönelik geliştirdikleri cihazın özelliklerine ilişkin ise “Önceki uygulamalarda el veya ayak terlemesinde terapi küvetinin içine birçok parçadan oluşan elektrotlar, plastik ızgaralar veya havlular konuluyordu. Bu parçalar cihazın temizlenmesini güçleştiriyordu, aksesuarların hijyen sorununu beraberinde getiriyordu. Elektrotun üzerine paslanmayı, oksitlenmeyi önlemek için havlu ve ızgara düzeneğini kaldırdık. Bunun yerine kendinden ızgaralı bir küvet yaptık, köşelerinde elektrotlar var, elektrotları da tek parça halinde tasarladık. Bu özellikle paslanmayı önleyici bir tedbirdi. Bu çok önemliydi çünkü aşırı terleme sorunu olanların gözenekleri oldukça hassas, olası paslanma ihtimalinde tetanos olma riskini yükseltiyordu. Dolayısıyla pasivasyon işlemini yapmış olduk. Kendinden küvetli çanta ayrıca cihazın temizlenme ve kullanımı konusunda kolaylıklar sağlıyor. Tasarladığımız cihazın hijyenik olmasının yanı sıra pratik kullanım ve kolay taşıma özelliği bulunması önemli bir farklılık. Böyle tasarlanmış bir cihaz ile artık hastanelere, kliniklere gitmenize gerek kalmıyor. Acısız ve pratik tedavi yöntemlerinden biri olan iyontoforez terleme tedavisi için terapileri uygulamalarını, evinizde, ofisinizde ve seyahatlerinizde rahatlıkla kullanabileceğiniz cihaz ile hayatınız kolaylaşıyor” dedi. “Vücuda zarar veren hiçbir cihaz bakım amaçlı kullanılmamalı” Medikal cihaz kullanımında tanı ve teşhise göre doktor gözetiminde tedaviye başlanması gerektiğini ifade eden İzgin, “Her fırsatta vücuda zarar veren hiçbir cihazın bakım amaçlı kullanılmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Geçmiş yıllarda selülit tedavisinde kullanılan 30 – 40 Khz ile çalışan Kavitasyon cihazlarının mükemmel bir teknoloji olduğunu herkesçe kabul ediliyordu. Fakat yüksek güç ile üretilmiş cihazların vücuda zarar verdiğini ortaya koyup bakanlığa da bu doğrultuda bilgiler vererek halk sağlığının korunması için önleyici tedbirlerin uygulanmasını sağlamıştık. Dolayısıyla sağlıkla ilgili sorunlarda her yöntem tercih edilmemeli. Kişinin rahatsızlığına yönelik bir tedaviyi tercih etmesi sağlıklı sonuçlar vermesine de neden olur” uyarısında bulundu.

Editör: Ahmet Ertüm