Güncel

Arslan: “Yangınların yüzde 88’i insan kaynaklı”

Abone Ol
Orman yangınları açısından en riskli dönemin başladığı bu günlerde ihmal, dikkatsizlik, iklim krizi etkisiyle şiddetlenen yangınlara karşı uyarılarda bulunan Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Arslan, alınan tedbirlere yönelik açıklamalarda bulundu NAZ AKMAN- Ülkemizde son 25 yıl içinde yaşanan orman yangınlarının yüzde 12’si doğal nedenlere bağlı gelişirken, yüzde 88'i ise kasıt, ihmal, kaza veya sebebi bilinmeyen gerekçelerle ortaya çıkıyor. Orman yangın istatistiklerine göre her geçen yıl çıkan orman yangınları doğrusal olarak artış gösteriyor. TEMA Vakfı’nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı açıklamaya göre, 2000-2010 yıllarında yılda ortalama yaklaşık 2 bin orman yangını çıkarken, 2010 yılından günümüze bu sayı yüzde 28 artarak 2 bin 600’ü aştı. Bu artışın da hiç şüphesiz yangın sezonu olan Temmuz-Eylül aylarında orman-insan etkileşiminin artıyor olmasından kaynaklanıyor. Orman varlıklarının yüzde 60’ı yangın riskinin en yüksek olduğu yerlerde yer alıyor. Yangınların yüzde 88’i insan kaynaklı Geçtiğimiz yıllara ilişkin orman yangın istatistikleri, müdahale araçları, personel sayısı, yanan alanları geri kazandırma ve yangına müdahale süresi konularında detaylı bilgiler veren Öz Orman İş Sendikası Genel Başkanı Settar Arslan, yangınların yüzde 88’inin insan kaynaklı olduğunu vurgulayarak, önlemek için başta bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini belirtti. Bu yıl düzensiz yağışlarla beraber uzayan çalıların da orman yangınlarının büyümesine neden olabileceğini söyleyen Arslan, atılan izmaritin çevredeki otları tutuşturabileceğini, cam şişelerin güneş ışınlarının mercek etkisiyle ateş oluşturabileceğini ve yine yakılan mangalın ateşinin söndürülmeden ormana atılmasının yangın tehlikesini artırdığını ifade etti. Arslan, orman yangın istatistiklerine göre Türkiye’de 2020 yılı içerisinde 3 bin 413 orman yangını çıktığını, 20 bin 938 hektarlık alanın bu yangınlardan zarar gördüğünü bunun yanında, 3 bin 31 adet kırsal alan yangını ekiplerce söndürüldüğünü ve bu rakamların Türkiye’de son 10 yılın ortalamasının üzerinde olduğunu belirtti. Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi (EFFİS) raporlarındaki verilere göre, 2020’de ABD’de yangın başına düşen alan 68 hektar, Kanada’da 76 hektar, İspanya’da 20,4 hektar, Fransa’da 7,6 hektar iken ülkemizde, bu yıl yangın başına düşen alan 6,2 hektar olarak gerçekleşti. Arslan, Türkiye’nin, yıllık yanan orman alanlarının ülke orman alanına oranı ve yangın başına düşen alan miktarı rakamlarıyla orman yangınlarıyla mücadele de en başarılı ülke olduğunu söyledi. 2021 yılı yangın bilançosu Türkiye’nin yıllık yangın bilançosunun neredeyse yüzde 750 fazlası Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınının yaşandığı ve “yangın” söz konusu olduğunda ülkemiz açısından en ağır bilançonun verildiği 2021 yazında; Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi (EFFIS) verilerine göre; Türkiye’de toplam 612 orman yangını gerçekleşti, bu yangınlar sonucunda toplam 206.013 hektar alan tamamen yandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın Orman Yangınları verilerine göre; 2021 yılı yangınlarının toplam bilançosu Türkiye’nin yıllık yangın bilançosunun neredeyse yüzde 750 üzerinde gerçekleşti. Arslan, “Önleyici tedbirlere daha fazla yatırım yapılmalıdır” 2020 yılında orman yangınları ile mücadelede çok sayıda yangın müdahale ekibi, teknik eleman ve muhafaza memurunun görev aldığını, yangınla mücadelede yine en son teknolojiyle donatılan arazöz, su ikmal aracı, ilk müdahale aracı, dozer, uçak ve helikopter kullanıldığını ifade eden Arslan, “Orman yangınlarında 3 30 kuralı vardır. Eğer ısı 30 derecenin üzerine çıkarsa, nem oranı yüzde 30’un alına düşerse ve rüzgâr 30 km’nin üzerine çıkarsa bu bizim için kırmızı alarm demektir. Ateş savaşçıları bu noktada yeşil vatanı korumak için harekete geçerler. Bu yıl ilk defa kullanılan insansız hava araçları yangına müdahale süresini 12 dakikaya kadar düşürdü. Orman Genel Müdürlüğü ekipleri 22 uçak, 100 helikopter, 10 İHA, 4 bin 800 kara aracı ve 25 bin personelle göreve hazır. Türkiye genelinde bine yakın kulecimiz var, anlık raporlamalar yapıyorlar. Bu sene EYT sonrası personel sayımızda düşüşler oldu, kısa süre içinde bu eksikliğin tamamlanacağını düşünüyoruz. Çünkü orman yangınlarına müdahalede en önemli unsurlardan biri önleyici tedbirler dediğimiz yer ekiplerinin sayısıdır. Önleyici tedbirlerde kısıtlamaya giderseniz o zaman ihya ve imar işlerine daha fazla para harcamak durumunda kalırsınız. Önleyici tedbirlere daha fazla yatırım yapılmalı, ekip sayısı artırılmalı, bu anlamda her türlü teknoloji kullanılmalıdır. Yer ekipleri sayısı artarsa yangılara kısa sürede ulaşarak kısa sürede kontrol altına alabilirsiniz. Uçak veya helikopter yangını söndürmez şiddetini azaltır, yangını ancak yer ekipleri söndürebilir. Unutulmamalıdır ki bir ağacın ekonomiye dönüşü 50 yıllık bir zaman gerektiriyor, dolayısıyla her yanan ağaçla aslında 50 yıllık geleceğimizi de yakıyoruz” dedi. Orman yangınlarıyla mücadelede çevre bilinci şart! Orman yangınlarında mücadeleye yönelik değerlendirmede bulunan Arslan, insan kaynaklı yangın oranlarının ancak eğitim yoluyla düşürülebileceğini ifade ederek, “Orman yangınlarında mücadelede en önemli politikanın eğitim sisteminde gerçekleştirilmesi gerekiyor. İlk okullarda müfredata orman, çevre, doğa bilincine yönelik dersler konulmalı, bu bilinç erken yaşlardan itibaren çocuklarımıza aşılanmalıdır. İnsanı eğitmeden bu yangınların önüne geçemeyiz. Öte yandan orman köylülerimiz orman yangınlarını önleme konusunda önemli bir görev üstleniyorlar. Bu insanlarımızın yaşadığı ekonomik kaygılar nedeniyle yaşadıkları bölgeyi terk etmelerini engellemek için tarım, hayvancılık veya el sanatlarına konusunda onlara teşvikler sunmalıyız. Orman köylülerimiz ormanlarımızın bekçiliğini yapıyor, yeşil alanlarımızı koruyor. Olası yangında tankerlerle ilk müdahaleyi yapıyor, ekiplerimize yangınlar konusunda bilgiler veriyor. Orman köylülerinin mutlaka köylerinde kalmalarını sağlamalıyız” sözlerine yer verdi. Türkiye’nin ağaçlandırma çalışmalarında Avrupa'da birinci, dünyada ise dördüncü sırada olduğunu belirten Arslan, son 20 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük ağaçlandırma seferberliğinin ortaya konulduğunu, 2002'den bu yana 6 milyar fidanın toprakla buluşturularak orman varlıklarının 2,3 milyon hektar artırıldığını, orman sınırlarını 23,1 milyon hektara ulaştırıldığını belirtti. Yanan orman alanlarının geri kazandırılmasına yönelik çalışmalar Arslan ayrıca geçtiğimiz yıllarda yanan orman alanlarının yeniden kazandırılmasına yönelik önemli çalışmaların yürütüldüğünü anlattı. Buna göre; geçtiğimiz yıllarda Denizli Buldan’da zarar gören 1458,5 hektar alana 2 milyon 41 bin 200 kızılçam, Bodrum Torba Mahallesi’nde zarar gören 305 hektarlık alana 490 bin kızılçam, Datça Emecik Mahallesi’nde yanan 50 hektarlık alana 150 bin kızılçam, Marmaris’te yanan 157 hektar ormanlık alana doğal gençleştirme ve 210 bin kızılçam fidanı dikildi. Çanakkale İntepe’de yanan 1464 hektarlık ormanlık alana 1 ton meşe tohumu ve 2 milyon 267 bin fidan, Balıkesir Ayvalık’ta yanan 200 dönümlük ormanlık alana 10 bin 250 fıstık çamı, 7 bin yalancı akasya, 6 bin 100 karaservi ve 10 bin kızılcam fidanı dikildi. Bununla beraber İzmir Foça’da da zarar gören 98,6 hektarlık ormanlık alana 109 bin kızılçam fidesi, Kavaklıdere, Muğla, Yatağan, Yılanlı yangınlarında yanan 15 bin 238 hektar alanlardaki ağaçlandırma çalışmaları yüzde 90 tamamlanırken, Yatağan-Çine’de yanan 2 bin 150 hektar alanın ağaçlandırma çalışmaları ise tamamen bitti.