Genel

“Ankara’nın Beş Beyazı ve Atatürk” söyleşisi TEMA Vakfı Ankara İl Temsilciliği’nde gerçekleştirildi

Abone Ol

Başkentin önemli sembolleri arasında yer alan ve nesli tehlike altında olan Ankara keçisi, Ankara tavşanı, Ankara kedisi, Ankara arısı, Ankara güvercinin anlatıldığı ve başkentimizi başkent yapan Atatürk’ün anıldığı “Ankara’nın Beş Beyazı ve Atatürk” söyleşisi TEMA Vakfı Ankara İl Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Ankaralılar ve Ankara’yı Tanıtma Vakfı Başkanı Seyfettin Aslan’ın konuk olduğu söyleşide, Ankara’nın değerleri, gen kaynakları ve bu kaynakları korumak için yürütülen çalışmalar gündeme getirildi.


CEMRE POLAT/ANKARA- “Ankara'nın Beş Beyazı ve Atatürk” söyleşisi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Eski Başkanı, Ankaralılar ve Ankara’yı Tanıtma Vakfı Başkanı Seyfettin Aslan’ın katılımıyla TEMA Vakfı Ankara İl Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Başkentin sembollerinden Ankara kedisi, Ankara keçisi, Ankara tavşanı, Ankara arısı ve Ankara güvercininin önemi üzerine konuşulan söyleşide, Ankara’nın değerleri ve gen kaynaklarının ayrıntıları masaya yatırıldı. Ankara’nın biyolojik ve kültürel miraslarının korunması için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini aktaran Seyfettin Aslan, dinleyicilere “Beş Beyaz” tarihi üzerine bilgilendirici sunumlar yaptı.
ASLAN, “ATATÜRK’ÜN NE YAPMAYA ÇALIŞTIĞINI ANLADIKÇA ONA HAYRAN OLMAMAK ELDE DEĞİL”
Konuşmasına ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e minnetlerini sunarak başlayan Aslan, “Atatürk’ün ne yapmaya çalıştığını anladıkça ona hayran olmamak elde değil” sözleriyle Atatürk’ün ileri görüşlülüğünün altını çizdi. 
“Değerlerimize sahip çıkalım” çağrısı yapan başkan, “Ankara zengin bir şehir ama maalesef kendi değerlerinden uzaklaşmış durumda. Bir Rus ressam, Atatürk’ün Samsun’dan Ankara’ya gelişini anlatan 350 metre boyutunda bir resim yapmış. Bu resim şu an Samsun’da var ama Ankara’da yok.
Biyoteknoloji konusunda son günlerde çok konuşuluyor. Atatürk Orman Çiftliği’nin ne zorluklarla kurulduğunu biliyoruz. ‘Çağın yakıtı’ olarak tanınan biyolojik yakıtların ülkemizde kullanılması Atatürk’ün emriyle 1934’te başlıyor. Yağ üreten bitkiler Atatürk’ün emriyle Atatürk Orman Çiftliği’ne ekiliyor ve üretilen yağlar traktörlerde kullanılıyor. Atatürk’ün ne yapmaya çalıştığını anladıkça ona hayran olmamak elde değil” diye konuştu. 
Gelişimin kültüre değer vermek ve korumakla olacağını ifade eden başkan, Türkiye’de tarım kültürünün önemini şu sözlerle aktardı: “Tarım, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren her zaman önceliğimiz olmuştur. Dünyada Sovyetlerden sonra suni tohumlama yapan ilk ülke biziz. Suni tohumlama Türkiye’de 1926’da başlıyor ama ne yazık ki 1933’ten itibaren durduruluyor. Eğer devam etseydi çok büyük mesafeler katetebilirdik.” 
ANKARA KEÇİSİNİN TİFTİĞİNDEN ÜRETİLEN SOF KUMAŞA PAHA BİÇİLEMİYOR
Ankara keçisinin dünyaca tanındığını kaydeden Aslan, tiftikten elde edilen sof kumaşın nadirliğine ve önemine dikkat çekti. Başkan, “Türkiye’ye 1933 yılında Sovyetler Birliğinden bir ekip geliyor ve Cumhuriyetin 10’uncu yıl kutlamalarını kayda alıyor. O kayıt, yani ‘Türkiye’nin Kalbi Ankara’ filmi, Ankara keçileriyle başlıyor. 1938’de tedavüle giren 50 Türk lirasında Ankara keçileri bulunuyor. 
Ankara keçisinin tiftiğinden sof kumaş ithal ediliyor. Yavuz Sultan Selim dahil tüm padişahlar sof kumaştan elbiseler giyerlerdi. Evliya Çelebi de yazılarında bunu belirtiyor. 
1936 yılında çıkan Bayrak Kanununun birinci maddesinde Türk Bayrağının yerli şaliden yapıldığı yazar. Şali kumaş, yırtılmaya dayanıklı bir kumaştır. Şu anda maalesef bu kumaştan bir bayrak bulunamıyor. Ankara Olgunlaşma Enstitüsü ile konuya dair görüşüyoruz, sof kumaştan yapılmış bir bayrak bulmaya çalışıyoruz” sözlerini aktardı. 
“BAKAP’TA ANKARA’NIN BEŞ BEYAZINI YETİŞTİRECEĞİZ VE YETİŞTİRME EĞİTİMLERİ VERECEĞİZ”
Ankara’nın beş beyazına sahip çıkmak için çalışmalar yürüttüklerini aktaran Aslan, planlarını “Son yıllarda Ankara’nın beş beyazını korumak ve üretmeye devam etmek için bakanlıklar birtakım tedbirler aldı, sayılarını artırma çabası içindeler. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da desteği ile Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi hocalarımızla bir araya geldik, ‘Ankara Arısı, Ankara Balı ve Ballı Bitkiler’ kitabı hazırlamaya karar verdik. Bir iki ay içinde kitabımızı arıcılara ve ilgililere dağıtacağız. 
Ankara arısı kendi başına bir ırk. Rivayete göre zamanında İngiliz bir papaz bir kibrit kutusunda buradan aldığı arıyı İngiltere’ye götürüyor. Şimdi ana damızlıkları bize geri satıyorlar. Biz de Anadolu arısı ırkını geliştirmek istiyoruz. Şu anda Kızılcahamam’da 400 kovanlık bir merkez var. Ankara arısını orada damızlık olarak geliştirmeye çalışıyoruz. 
Mansur Yavaş’ın en önemli çalışmalarından biri olan BAKAP (Başkent Ankara Kalkınma Projesi) ile ‘Gölbaşı’nda Atatürk Orman Çiftliği’nin tekrarı yapılıyor’ diyebiliriz. Biz de BAKAP içinde Ankara’nın beş beyazını yetiştirme ve yetiştirme eğitimleri verme planlarımızı yürütüyoruz” diye anlattı.