Haber Merkezi - Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi işbirliğiyle, "Kentsel Dirençlilik ve Katılımın Geleceği Çalıştayı" düzenlendi. Çalıştayda; kentlerdeki sosyal ve çevresel konularda duyarlılığın arttırılması, katılımın önemini vurgulaması ve kentsel dirençlilik konusunda bilgi ve deneyim paylaşımı hedeflendi. Ankara Kent Konseyi’ndeki çalıştayın açılışında konuşan Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Sedat Köse, dirençli şehirlerin ülke gündeminin en önemli konularından biri olduğunusöyledi. Köse, “99 depreminin tkilerini halen daha hissedebiliyoruz. Dolayısıyla yaşadığımız bu depremden çok dersler çıkartmamız gerekirken maalesef çıkaramadık. Yıllar sonra tekrar 6 Şubat'ta yeniden büyük bir deprem yaşadık. Bu çalışmaları çok dikkate almalı, akademik çalışmalarından ders çıkartmamız gerekiyor. Karar vericilerin bu dersleri dikkate alması açısından bu tür programlar düzenlemesi çok önemli" dedi.
Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy ise, Ankara Kent Konseyi'nin bütün birleşenleriyle beraber çalışmalarının Türkiye'nin her yerinde var olmaya çalışan Kent Konseylerine örnek olduğunu belirtti. Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Ruşen Keleş ise demokrasiye doğrudan katılımın ve temsili demokrasiyi geliştirmenin önemine değindi. Demokrasinin temel özelliği olarak gördüğü katılımcılığın, halkın doğrudan karar mekanizmalarına katılmasını içermesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Keleş, sivil toplum örgütleri ile kamusal devlet örgütleri arasındaki ayrımı ele alarak, yerel demokrasinin gelişimi için kültür ve eğitimin önemine dikkati çekti.
Kentsel dirençlilik, kentsel sistemin ve onu oluşturan tüm sosyo-ekolojik ve sosyo-teknik ağlarının, bir tehdit karşısında istenen işlevleri sürdürme veya hızla geri dönme, değişime uyum sağlama ve mevcut veya gelecekteki adapte olma kapasitesini sınırlayan sistemleri hızla dönüştürme yeteneğini ifade ettiğini kaydeden Türkiye Kent Konseyleri ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, "Kente karşı suç işlerken ortaya koyduğumuz hoşgörü ve alicenaplığı, kentin menfaatine olan mevzularda gösteremedik. Cumhuriyet'in ilk birkaç on yılı içinde Başkentin modern ve yaşam kalitesi yüksek bir kent olması için müthiş bir imar ve yapım süreci yaşandı. Ancak kent kimliği giderek tanımsızlaşıyor. Fikri kuraklık ve duyarsızlık küresel kuraklıktan çok daha tehlikelidir. Kuraklığın esir aldığı bir dünyada ideolojilerinde, devletlerinde, bayraklarında, sınırlarında bir anlamı olmayacak. Tedbir devletten güçlüdür. Kentsel dönüşümden önce ahlaki dönüşümü tamamlamalıyız. Kamplaşarak oluşturduğumuz sosyal fay hatları sismik fay hatlarından çok daha tehlikelidir" dedi.