Güncel

Anıtkabir rekorunun arka planı: Toplum Atatürk'ü yeniden keşfediyor

29 Ekim’de ziyaretçi rekoru kırılan Anıtkabir, hem Cumhuriyet coşkusunun hem de Atatürk anmalarının merkezi oldu. Tüm kesimlerden yurttaşların buluşma noktası olan Anıtkabir, uzmanlara göre toplumun da Atatürk’le buluşma isteğinin göstergesi niteliğinde.

Abone Ol

Haber: Ahmet Çağatay Bayraktar

Cumhuriyetin 100. yılını kutladığımız 29 Ekim günü Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü ele alan müzelerde tarihi bir rekor kırıldı. 1924-1960 yılları arasında II. TBMM binası olarak kullanılan Ulus’taki Cumhuriyet Müzesi’ni bir günde 112 bin kişi ziyaret etti. Aynı ilgiye özel müzeler de dahil oldu. Türkiye İş Bankası’nın İstanbul, Eminönü’nde bulunan Türkiye İş Bankası Müzesi ve Ankara, Ulus’ta bulunan İktisadi Bağımsızlık Müzesi bir günde 20 bine yakın ziyaretçiyi ağırladı. Anıtkabir ise tarihi bir rekora ev sahipliği yaptı. Toplamda 1 milyon 182 bin 425 kişinin ziyaret ettiği Anıtkabir açıldığı 10 Kasım 1953’ten itibaren tüm zamanların ziyaretçi rekorunu kırdı. Anıtkabir’deki ziyaretçi kalabalığına rağmen herhangi bir olumsuzluk kayda geçmedi, her ziyaretçi müze gezisini bitirmesine rağmen Anıtkabir’in bahçesinde zaman geçirmek istedi. Tüm bu etkenlerin yanında son yıllarda Atatürk ve Atatürkçülük üzerine gerçekleştirilen araştırmalar ve basılan kitapların sayısındaki artış, Atatürk’ün toplum tarafından yeniden keşfedildiğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. 24 Saat’e konuşan akademisyen ve araştırmacılar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün toplumca tekrar keşfedilmesini, sadece bir kurucuyu değil; rasyonel, ilerici ve çağdaş fikirlerin özlemi olarak nitelendirerek kutuplaştırılan toplumun Atatürk’te birleştiğini söyledi.

“Siyasi iradeye karşı toplum mesaj verdi”

Lozan Barış Anlaşmasının ve Cumhuriyetin 100. yılını kutlamak için Casa Botter’de ‘Lozan 1923/Yüzyıl Önceki Başlangıç’ ve Galataport’ta açılan Cumhuriyetin Yüzü sergilerinin de küratörlüğünü üstlenen araştırmacı/yazar İzzeddin Çalışlar, devlet ve kurumların 100 ve 150. yıl dönümleri gibi zamanların önemine dikkat çekerek Anıtkabir’deki ziyaretçi rekorunu “kitlelerin bir tepki koyma göstergesi” olarak nitelendiriyor: “Yıl dönümlerinin en büyülüsü de 100’dür. Bu ‘yuvarlak rakamlı’ kutlama yılları aynı zamanda bu büyüden de beslenerek birtakım fırsatlar sunar. Çünkü iletişimin odağı zaten bellidir, bir etkinlik yapmak için veya mesaj iletmek için fazladan bir çabaya gerek olmaz. Duygusal birikimler daha rahat ifade edilir, tek başına değil toplulukla birlikte hareket edilir ki bu da son zamanlarda toplumumuzda azalma eğilimi gösteriyor. İnsanlar kitlesel olarak seslerini duyurmak ister bu gibi zamanlarda. Siyasi irade de bunu yok sayan bir anlayış içinde olunca doğal olarak kitleler, kolektif bir şekilde bir mesaj vermek isterler bir yandan.”

“Anıtkabir, Cumhuriyetin simgesidir”

Devlet tarafından Cumhuriyetin 100. yılı için düzenlenen etkinliklerin sayıca yetersiz olduğuna değinen Çalışlar, “Normalde bir 100. yıl kutlamasında nereye gideceğini bilemeyecek kadar çok etkinlik düzenlenmesi beklenir. Bir etkinliğe gideceğim derken diğer etkinlikleri kaçırdığın için üzülürsün. Böyle olması beklenir. 99. Veya 101. yıldan da farkı budur. İnsanlar da böyle bir beklenti içerisindeydi. Beklediler fakat umdukları coşku ve heyecanı yansıtacak etkinlikler düzenlenmedi yıl boyunca. Bunun üzerine eline bayrağını alan bu heyecanı Anıtkabir’de ve Cumhuriyet müzelerinde yaşamak istedi. Özellikle Anıtkabir hem mimarisi hem de taşıdığı anlamlar nedeniyle özellikle etkileyici bir merkezdir. Bu anlamda Anıtkabir, Cumhuriyetin simgesi olduğunu da bir kez daha göstermiş oldu” şeklinde konuştu.

“Günümüzde 80 darbesinden farklı bir Atatürk algısı var”

Günümüzde Atatürk algısının geçmiştekine göre farklı olduğunu söyleyen Çalışlar, 1980 darbesi dönemi örneğini verdi. Çalışlar darbe yönetiminin “Biz bir şey yapıyorsak Atatürk için yapıyoruz” söylemini kullandığını belirterek, “Bu durum 1980’ler boyunca sürdü. Üniversite dönemlerime denk gelen o zamanlarda ‘Benim bildiğim ve hissettiğim Atatürk, bu değil’ diye düşünmüştüm. Çünkü darbeciler yaptıkları baskıları Atatürk’e dayanarak yapmıştı” dedi.

Halkın zaman içerisinde 1980 darbesinde dayatılan Atatürk fikrinin doğru olmadığını dile getiren Çalışlar, “Zamanında ‘Çok yaşa Evren Paşa’ diyenler darbe yönetimin yanlışlarını zaman içerisinde gördü, anladı. ‘Bize Atatürk yanlış gösterildi, Atatürk’ü kullanarak hareket ettiler’ düşüncesi hakim olmaya başladı. Bu da Atatürk konusundaki araştırmaların artmaısyla gerçekleşti” şeklinde konuştu.

“Cumhuriyet’e bağlılık gösterildi”

Yunan Dış Politikası ve Lozan Konferansı, Milli Mücadele ve Atatürk Dönemi gibi alanlarda çalışmaları bulunan Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Çağla Derya Tağmat, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının yıl dönümü olan 2019’dan itibaren başlayan 100. yıl sürecinin pandemi nedeniyle istenilen etki ve coşkuyu yaratamadığını söyleyerek bunun Türkiye için önemli bir kayıp olduğunu belirtti. 2023’ün Lozan Barış Anlaşması ve Ankara’nın başkent olması gibi önemli yıl dönümlerini de içerdiğini söyleyen Tağmat, 29 Ekim’de Anıtkabir’de ziyaretçi rekorunun kırılmasını “insanların birbirine kenetlenme özleminin göstergesi” olarak nitelendirdi. 29 Ekim için “Farklı görüşlerden birçok insanın bir araya geldiği bir gün oldu” diyen Tağmat, Anıtkabir’in dışına taşan kalabalığı şu şekilde değerlendirdi: “İnsanların Atatürk’ü birleştirici bir güç olarak gördüklerinin ve Atatürk’te birleşmek istediklerini gördük. Çünkü oradaki her insan aslında Atatürk’ün öncülüğünü yaptığı Cumhuriyetin kazanımı. Ve bunun fark edilmesi söz konusu oldu bu Cumhuriyet bayramında.”

Anıtkabir rekoru siyasilere bir mesaj

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Temuçin Ertan, “milli bir değer” olarak Atatürk’ün her türlü güncel siyasi tartışmanın dışında tutulması gerektiğini vurgulayarak son dönemde Atatürk’e artan ilgi ve sevgiyi şu şekilde yorumluyor: “Türk toplumu sorunlu anlarında kendisini tekrar gerçekleştirmek için Atatürk üzerinden duygularını ifade etmek ister. Bu 29 Ekim’de de Anıtkabir’e gidenler cumhuriyete olan bağlılığını ve kararlılığını göstermek istedi” dedi.

Siyasilerin bu ilgiden ders çıkarması gerektiğini belirten Ertan, “İktidarından muhalefetine siyasetçilerin Anıtkabir’e ziyaret rekorundan alacağı dersler var. Partilerin gündelik siyasi tartışmalarına rağmen insanlar Atatürk ve cumhuriyette birleşiyor. Siyasetçiler, 29 Ekim öncesinde toplu bir görüntü vermemesine rağmen Türk halkı birlikte oldu. Anıtkabir’e giden kimse birbirini sorgulamadı, siyasi görüşünü ayırt etmedi. Anıtkabir’i dolduranlar, ‘Biz cumhuriyetin yeni yüzyılını Atatürk üzerinden inşa etmek isteyen bir nesiliz’ dedi. Toplumumuz Atatürk üzerinden siyasetçilere şu mesajı verdi: Cumhuriyetin 100. yılında artık farklı bir vizyonla ileriye bakalım” şeklinde konuştu.

Duygu birliği söz konusu

Bu yıl Anıtkabir’de gerçekleşen kutlamaların geçmiş yıllardan farklı olduğunu belirten Ertan, “1980 darbesi sonrasında insanlar milli bayramlara adeta zorla götürülüyordu. Ama günümüzde herkes kendiliğinden gidiyor. Ve son yıllarda Atatürk’te buluşarak, Atatürk’e sahip çıkarak ortak bir enerji yakaladığını hissediyor. Örgütlü bir hareket olmaması, duygu birliğiyle Anıtkabir’e gidilmesi bizim bir halk olduğumuzun da göstergesi. Ve bu ziyaretçi rekoru belki örgütlü bir çabayla bile gerçekleştiremeyecekken her birey kendi isteğiyle Anıtkabir’i doldurdu” dedi.

Atatürkçülük ayrıştırmaz, birleştirir

Anıtkabir’i ziyaret edenler arasında yapılan ayrımları da eleştiren Ertan, “Özellikle ‘türbanlı bile, kulağı küpeli genç bile Anıtkabir’e gitti’ yorumu çok yanlış ve çirkin. Bu ayrımları kaldıralım. Kadınların, gençlerin üzerinden ayrım yapılmamalı. Örneğin bana ‘Atatürk hangi takımı tutardı’ sorusuna cevabım ‘Önemli olan şu anki takımların ve taraftarların Atatürkçü olması’ şeklinde cevap veriyorum. Önemli olan kentlisiyle köylüsüyle, her sosyo-ekonomik gruptan ve her yaştan yurttaşın Atatürk’ü anlaması ve anmasıdır. Çünkü ideolojiler ayrıştırır fakat Atatürk sadece karizmatik değil, rasyonel bir lider olduğu için günümüze dek ulaştı. Atatürk döneminde birçok karizmatik lider vardı fakat şimdi hiçbiri yok” diye ekledi.

İnsanlar Atatürk’te birleşmek istedi

“Doğru anlayan için Atatürkçülük hep vardı” diyen İstanbul Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi öğretim üyesi Doç. Dr. Eminalp Malkoç, zor yıllarda Atatürk’ün hayatına ve kişiliğine olan merakın artmasındaki nedenleri anlattı: “Toplumumuz kamplaştırıldı. Ve insanlar birleşecekleri ortak bir payda ihtiyacı hissediyor. Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ile günümüzde yaşananları karşılaştıran insanlar Atatürk’e ihtiyaç duyuyor. Çünkü Atatürk’ün ortaya çıkardığı kuruluş felsefesi, akılcı, gerçekçi ve toplumcu özelliklere sahip. Ve cumhuriyet yanında demokrasi ve özgürlüğü de getirmiş, bunları hedeflemiş.”

Atatürk’ün toplumca bir lider olarak aranmasının gerekçelerini anlatan Malkoç, “Atatürk’ün ortaya koyduğu kuruluş felsefesi aslında sürekli ilerlemeyi hedefliyor ve kendisinin de aşılmasını istiyor. Atatürk’ün akılcı ve gerçekçi yönü de bunu gösteriyor.  Bu açıdan baktığımızda ilerlemede yavaşlama hatta gerileme olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Atatürk dönemi devlet kadrolarının da araştırılması gerekir diyen Malkoç, “İmparatorlukların ve sistemlerin dağıldığını, savaşları görmüş bir nesilden bahsediyoruz. Atatürk’ün kadrosunda yer alan kişiler hem Atatürk’ü beslemiş hem de beslenmiş. Atatürk böyle üst düzey bir kadronun lideri aynı zamanda. Atatürk’ün vizyoner olmasının yanında kuruluş içerisinde yer alan isimlerin de bilgili, yetenekli ve donanımlı olduğunu görüyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Anıtkabir Komutanlığı’ndan alınan verilere göre Anıtkabir’i ekim ayında toplam 1 milyon 622 bin 997 yerli, 36 bin 3 yabancı olmak üzere toplamda 1 milyon 659 bin kişi ziyaret etti. 2022 yılında toplam ziyaretçi sayısı 3 milyon 966 bin 286, 2021’de ise 2 milyon 146 bin 892 kişi Anıtkabir’i ziyaret etti.