Genel

"Anayasa'nın ilk dört maddesi, geleceğe güvenle bakmamızı sağlayan maddelerdir"

Ankara Barosu'nun 68. Olağan Genel Kurulu'nda yeniden başkan seçilen Mustafa Köroğlu, mazbatasını alarak  görevine başladı. Mazbata töreninde konuşan Köroğlu, "Anayasa'nın ilk dört maddesini basit bir kavram karmaşasının düzeltilmesi olarak gösterip tartışmaya açanların konu Anayasa’yı uygulamaya geldiğinde ise kafalarını kuma gömdüğüne üzülerek şahit oluyoruz" dedi.

Abone Ol

Ankara Barosu'nın 68. Olağan Genel Kurulu’nda yeniden seçilen başkan seçilen Mustafa Köroğlu, Anayasa'nın ilk dört maddesi üzerine süren tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. 

"Bu maddeler yüz yıllık geçmişi olan Cumhuriyet ve onun kazanımlarıyla bağımızı güçlendiren, geleceğe de güvenle bakmamızı sağlayan maddelerdir" diyen Köroğlu, "Kaldı ki Anayasa'nın ilk dört maddesini basit bir kavram karmaşasının düzeltilmesi olarak gösterip tartışmaya açanların konu Anayasa’yı uygulamaya geldiğinde ise kafalarını kuma gömdüğüne üzülerek şahit oluyoruz. Bu da en az ifade etmeye çalıştığım durum kadar tehlikelidir" ifadelerini kullandı. 

Köroğlu, mazbata töreninde şunları kaydetti:

"'Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir' diyerek kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yapanların ülkede yaşanan en küçük bir olayda dahi bir anda gündemini Anayasa'ya, Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinin anahtarı ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek hükümlere saldırdığını görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilemez maddeleri, devletin temel niteliklerini ve yapısını güvence altına almak amacıyla düzenlenmiştir. Bu maddeler Anayasa'nın ilk üç maddesidir ve Anayasa’nın dördüncü maddesi uyarınca değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına göre de dördüncü maddede bu koruma kapsamına dahildir. Bu maddeler devletin temel yapısını, yani cumhuriyeti, laikliği, demokrasiyi ve hukuk devletini düzenler. Anayasa koyucu irade, bu unsurların günlük siyasi tartışmaların dışında kalmasını amaçlamıştır. Özellikle siyasetin güncele mahkum kaldığı zamanlarda bu kavramların kıymeti daha iyi anlaşılmaktadır. 1921, 24 ve 61 anayasaları döneminde yapılmayan tartışmaların günümüzde yapılması ne acıdır.

"Yüz yıllık geçmişi olan maddeler"

Buradan anlaşılan bu ilkelere bugün daha sıkı sarılmak gerektiğidir. Hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet yapısı, demokrasinin en temel güvencesidir. Bunun yanında laiklik ilkesi, sadece din ve devlet işlerinin ayrı tutulmasını ve her bireyin inanç özgürlüğünü güvence altına alan bir ilke değildir. Bu düzenlemeler sayesinde bizler toplumsal barış ve huzurun sağlandığı, farklı inanç ve düşüncelere sahip bireyler olarak özgürce bir arada yaşayabiliyoruz çünkü. Dolayısıyla bu maddeler yüz yıllık geçmişi olan Cumhuriyet ve onun kazanımlarıyla bağımızı güçlendiren, geleceğe de güvenle bakmamızı sağlayan maddelerdir. Kaldı ki Anayasa'nın ilk dört maddesini basit bir kavram karmaşasının düzeltilmesi olarak gösterip tartışmaya açanların konu Anayasa’yı uygulamaya geldiğinde ise kafalarını kuma gömdüğüne üzülerek şahit oluyoruz. Bu da en az ifade etmeye çalıştığım durum kadar tehlikelidir."