Seymenlik Geleneği ve kültürel deformasyona maruz kalan Ankara halk müziğinin otantikliğinin yeniden kazanılmasına katkı sunmak için daha önce Etnomüzikolojik Açıdan “Seymenlik” kitabını kaleme alan Doç. Dr. Mehmet Emin Şen, bu kez de Anadolu kadınının simgesi Bacıeren kültürüne ışık tutarak “Bacıerenlik" adlı çalışmasını okuyucuyla buluşturdu. Anadolu'nun tarihsel ve kültürel birikimi Bacıerenlik geleneğini bilimsel bir perspektifle ele alan Şen, Bacıerenlik geleneği ve müziği üzerine kültürel bir analiz sunuyor.
NAZ AKMAN/ANKARA- Ankara’nın önemli değerlerinden Seymenlik ve Bacıerenlik kültürünü akademik açıdan ele alan Doç. Dr. Mehmet Emin Şen’in Efe Akademi Yayınlarından basılan Etnomüzikolojik Açıdan “Bacıerenlik” kitabı okuyucuyla buluştu. Kültürel müzikoloji alanında önemli bir kaynak özelliği taşıyan çalışma Türk kültüründeki Bacıerenlik ve Seymenlik geleneğinin yaşatılması konusunda da taşıyıcı görev üstleniyor. Çalışma, kültürel deformasyona maruz kalan Ankara halk müziğinin otantikliğinin yeniden kazanılmasına da katkı sunuyor. Kitapta Bacıerenlik geleneği ve müziği üzerine kültürel bir analiz çalışması ortaya konularak, Anadolu kadınının simgesi Bacıeren kültürünün otantik yapısı bilimsel bir bakış açısıyla işleniyor. Şen, önceki “Seymenlik” kitabının devamı niteliğindeki bu kitabın kültürel bir miras olarak tarihe geçmesi gerektiğini belirtiyor.
Şen, “Bacıerenlik Türk toplumunda kadınların ön planda olduğunu gösteren bir çalışma”
Kitapta Türk kadınının geçmişten günümüze sosyolojik yapısının değerlendirildiğini ifade eden Şen, “Türk toplumunda kadın başat rol üstlenmiştir, geçmişten günümüze kadın yani hanım her zaman önemliydi. Seymenlik kitabımdan sonra hazırladığım bu çalışmanın iki önemli yansıması var diyebiliriz. Birincisi etnomüzikolojik olarak yapılmış olan çalışmalar elbette mevcut ancak bu bilgiler bilimsel kanıt olarak tespit edilememiş veya herhangi bir bilimsel yayın haline getirilememişti. Bu kitap bu anlamda bazı konularda öncü rol üstleniyor. İkincisi ise Bacıerenlik Türk toplumunda kadınların ön planda olduğunu gösteren bir çalışmadır. Bu bilimsel kanıtlarla belirtildi. Bacıerenlik tabiri aslında Anadolu kadınlarının anaerkil bir yapıda olduğunu ve önemli bir kimliği taşıdığını vurguluyor. Kitapta Türk kadınının geçmişten günümüze sosyolojik yapısını değerlendirerek, kurtuluş savaşındaki olgusu, terminolojisi hakkında bilgiler verdik” dedi.
“Yaşayan miraslarımızı, hafızalarımızı yazıyla kayıt altına almamız gerekiyor”
Her bir figürün kültürel mirasın izlerini taşıdığı savaşçı ve kahraman bir kişilikle bezenmiş Bacıerenlik ve Seymen kimliğinin geleceğe miras olarak bırakılması gerektiğini belirten Şen, bu çalışmalarla Ankara müziğinin yanlış algısının ortadan kaldırılması ve Bacıerenlik ile Seymen kimliğinin otantik yapısı ve kadim ilkesel yaklaşımının oyunlara yansıtılması ile yaşatılması için önemli bir kültürel miras taşıyıcılığı üstlendiklerini söyleyerek, “Bu kitaplar ticari değildir. Bu çalışma da akademik bir dilin kullanıldığı, teorik çerçevede, bilimsel veriler ışığında, görüşmelerle desteklenerek hazırlanmış bilimsel bir çalışmadır. Kültürel miras aktarımıdır. Yaşayan miraslarımızı, hafızalarımızı yazıyla kayıt altına almak gerekiyor. Çünkü göçebe bir toplumdan geliyoruz, kültürümüz sözlü. Kulak geleneğinin yazıya dönüştürülmesi gerekiyor. Yaşayan tanıklarımızı, hafızalarımızı, gelenek ve göreneklerimizi devam ettiren bu kişilere öncülük etmemiz lazım. Kültür elçilerinin yarattığı unsuru kayıt altına almalıyız. Türk toplumundaki bu yapıyı araştıranların sayısı oldukça az olduğu için bu çalışmalar başat teşkil ediyor, ilerde yapılacak çalışmalara da katkı sunmuş olacaklar. Çınar Seymenlerimizi Bacıerenlerimizi yaşatmamız gerekiyor, yaşatmak için de kayıt altına almalıyız. Bunlar oyun havası değil, halk dansıdır. Türkülerin çoğu ağıttır. Folklardan bahsediyoruz o nedenle oyun havası tabirini yanlış buluyoruz. Örneğin misket kavuşamayan, aşk acısı çeken ve ıstırabın dile getirildiği bir ağıttır. Oysa insanlar miskette oynuyor. Bu yanlış algıların ortadan kalkması gerekiyor” diye konuştu.
“Türk toplumu anaerkildir”
Şen ayrıca “İlk kitabımı oluşturduğumda Seymenlik üzerine yoğunlaşmıştık, içinde kısa bir yerde Bacıerenlik bölümüne yer vermiştik. Bu girift bir kültür, Türk toplumunda kadın her zaman var olmuştur, var olmaya devam edecektir. Bacıerenlik kültürü Seymenlik kadar önemlidir. Türk toplumu anaerkildir, Seymenlik kitabının devamı niteliğinde bir çalışmanın olması gerektiğini düşünerek bu kitabı hazırladım. Dolayısıyla ikinci kitap birincinin devamı niteliğinde. Üçüncü kitabım da bu iki kitapta yer almayan unsurları bir araya getirmeyi planlıyorum. Yine orada da Ankara Kulübü Derneği Bacıerenleri ve Seymenleri yani konunun uzmanları yer alacaklar” dedi.
Etnik kültür dezenformasyona maruz kalıyor!
Çalışmanın hayata geçirilme nedeninin yoğun bir kültürel deformasyona maruz kalan etnik kültürlerin otantikliğinin bozulması olduğunu ifade eden Şen, “Müziğin diliyle Bacıerenlik geleneğinin etnomüzikolojik bağlamı ve folklorik yapısı üzerine yanıt arama çabası içerisinde hazırlanan bu çalışma; her bir figürü kültürel mirasın izlerini taşıyan savaşçı ve kahraman bir kişilikle bezenmiş Bacıeren kimliğinin; kendine özgü tavır, ritim ve hareketlerle ritüellerdeki dışavurumunun fenomenolojik bir bakış açısıyla tamamlanmıştır. 'Etnomüzikolojik Açıdan Seymenlik' adlı ilk kitabımın da devamı niteliğini taşıyan çalışmanın hayata geçirilmesinin ana fikrini, kültürel deformasyona maruz kalan etnik kültürlerin otantik yapısının bozulmadan sürdürebilirliğini esas alan bir yaklaşım oluşturmaktır. Kadim geleneği son yıllarda müzik endüstrisi popüler çıktılarının dışında tutarak, Ankara’ya özgü kostak tavırları tamamıyla yok eden bölge kültürü dogmalarından biri olan ontolojik odaklı müziksel unsurların yerine elektronik formların kullanımından kaynaklı geleneksel Ankara müziğinin yanlış algısını ortadan kaldırabilme öngörüsü ile Bacıeren kimliği kadim ilkesel yaklaşımının oyunlarına nasıl yansıdığı ve ne şekilde yaşatıldığı mesajını okuyucuya sunabilmektir. Umarım bir nebzede olsa kültürüme, Ankara’ma ve Ankaralı hemşehrilerime katkı sunabilmişimdir. Nice Ankara Oyun Havalarına” sözlerine yer verdi.
Son olarak kitapta görüşlerine yer verilen Ankara Kulübü Derneği Bacıerenleri ve Seymenleri ile Kulüp Başkanı Dr. Metin Özaslan'a, teşekkürlerini sunan Şen, “Hazırlık aşamasında bilgi birikimini esirgemeyen ve dernek arşivinden belge ve görseller anlamında destek sağlayan Ankara Kulübü Derneği Genel Başkan Dr. Metin Özaslan’a, Bacıeren oyunları uygulamalarındaki aydınlatıcılığından ötürü Ankara Kulübü Derneği Kadın Halk Oyunları Antrenörü, Eğitimci, Araştırmacı Pınar Sert'e, Bacıeren ve Seymen kültürünü günümüzde de devam ettiren Ankara Kulübü Derneği Yönetici, Bacıeren ve Seymenleri ile üyelerine, yardımını esirgemeyen herkese teşekkürlerimi, sonsuz sevgilerimi sunuyorum” sözlerini kullandı.