Haber Merkezi - Türkiye Anadolu rock müziğinin mihenk taşlarından olan, ayrıca Barış Manço, Erkin Koray ve Fikret Kızılok'la 4 öncüsünden birisi olarak sayılan usta sanatçı Cem Karaca, vefatının 20. yıl dönümünde anılıyor. Kendini "Anadolu rock ozanı" olarak tanımlayan Cem Karaca, asıl adı Irma Felekyan olan Ermeni asıllı opera ve tiyatro sanatçısı Toto Karaca ve tiyatro sanatçısı Azeri Mehmet İbrahim Karaca'nın çocuğu olarak, 5 Nisan 1945'te İstanbul'da doğdu. Müzik yeteneğini keşfeden annesi sayesinde henüz 6 yaşındayken müzik eğitimine başlayan Karaca, Robert Koleji'nde okudu. İlk olarak doktor ya da mühendis olmayı isteyen Karaca'nın müzik kariyerine asıl başlaması, "Suadiyeli Nesrin" olarak hatırladığı bir genç kızı etkilemek için sokak ortasında söylediği şarkı sayesinde oldu.
İlk olarak Beyoğlu Spor Kulübü'nün lokalinde arkadaşlarını kırmayıp sahneye çıkarak profesyonell sahnesine başlayan Karaca, "Dinamitler" ve "Jaguarlar" adlı gruplarla "Rock and Roll" şarkılarını söyledi. Lise diploması aldıktan sonra eğitim hayatını noktalayanKaraca, ilk evliliğini 1965 yılında tiyatro oyuncusu Semra Özgür ile yaptı. Evlendikten 3 gün sonra askere Antakya'ya gitti. Bu esnada Mehmetçik'in bağlamasıyla söylediği türkü, Cem Karaca'nın müziğinde dönüm noktası oldu. Böylece batı enstrümanlarıyla Anadolu müziği yapma kararı alan Karaca, vatani görevi bitip İstanbul'a döndüğünde Mehmet Soyarslan'ın kurduğu "Apaşlar" grubuyla şarkı söylemeye başladı. Ayrıca Karaca, bir plak şirketinde tanışıp sıkı dost olduğu Aşık Mahsuni Şerif'in türkülerini de repertuvarına aldı.
1967 yılında Hürriyet gazetesinin düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasına "Emrah" bestesiyle katılan Karaca, birinciliği "Mavi Çocuklar"a kaptırarak ikinci oldu. Fakat Cem Karaca ve Apaşlar'ın ilk plağı, Hürriyet gazetesi tarafından yayımlanarak; grup aynı yıl "Hudey", "Vahşet" ve "Bang Bang-Bir Anadolu Hikayesi" eserlerinin olduğu bir 45'lik daha çıkardı. 1968 yılında ise, Karaca'nın efsane şarkısı "Resimdeki Gözyaşları" dinleyiciule ilk kez buluştu. Şarkı 1997 yılında, Mustafa Altıoklar'ın yönettiği "Ağır Roman" filmiyle yeniden keşfedilmişti. Daha önce tiyatro deneyimi olan Karaca, ilk profesyonel oyunculuk deneyimini 1970'te ise başrolleri Murat Soydan ile paylaştığı yerli kovboy filmi "Kralların Öfkesi" ile yaşadı.
Müzik yolculuğuna Moğollar'la devam eden Cem Karaca, 1974 yılında "Namus Belası" ve "Gurbet" şarkılarının olduğu bir 45'lik çıkardı. "Namus Belası", ilk günden itibaren listelerin en üst sırasında yer aldı. Bu başarıya rağmen Karaca, Moğollar'dan ayrılıp 'Kardaşlar' grubundan ayrılan Ünol Büyükgönenç'i birlikte çalışmaya ikna ederek Dervişan'ı kurdu. Cem Karaca ve Dervişan, müzikte Progressive Rock'a yaklaşırken "Tamirci çırağı", "Kavga", "Parka", "İhtarname", "Yoksulluk kader olamaz", "İşçi Marşı", "Maden ocağının dibinde" gibi şarkılara imza attı. Sarper Özsan'ın bir tiyatro oyunu için bestelediği "1 Mayıs Marşı"nı seslendiren Cem Karaca'ya bu plak nedeniyle dava açıldı. Dervişan ile yolları ayrılan ve bir süre tedavi için yurt dışında bulunan Barış Manço'nun kurduğu Kurtalan Ekspres'le de çalışan Cem Karaca, "Edirne'den Ardahan'a" söyleminden esinlenerek ismini verdiği "Edirdahan" grubunu kurdu. Karaca ve Edirdahan, 1978'de "rock opera" olarak nitelendirilen "Safinaz" albümünü çıkardı.
Cem Karaca, son büyük konserini 17 Ocak 2004 yılında Ankara Saklıkent'te verdi. Son günlerinde "Yol Arkadaşları" grubuyla İstanbul'da sahne alan Karaca, 8 Şubat 2004'te kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Üsküdar Seyit Ahmet Deresi Camisi'nde kılınan Karaca'nın cenaze namazına büyük bir katılım oldu. Cem Karaca, Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Karaca'nın anısına, son olarak 26 Ocak 2024'te vizyona giren "Cem Karaca'nın Gözyaşları" adında bir film yapıldı. Filmde Karaca'ya İsmail Hacıoğlu hayat verdi.