2019’da yürürlüğe giren 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı, Türkiye’nin şehircilik tarihi açısından önemli bir kilometre taşı... Akıllı şehir projeleriyle uzmanlar, yalnızca mevcut problemleri, işsizliği çözmekle kalmıyor, ortaya çıkabilecek yeni sorunları da öngörüp önceden önlem alabiliyor
FATMA AĞAÇ -Dünyada ve Türkiye’de yaşanan depremlerin ardından gündeme gelen şehirlerin ve diğer yerleşim yerlerinin yeniden yapılanması; hem binaların kat sayısının sınırlandırılmasını hem de vatandaşlara sunulan hizmetlerin “akıllandırılması”nı kapsıyor. “Akıllı şehir” kavramı, içinde yaşayan insanı ve geleceğini, onun ihtiyaçlarını düşünen şehir anlamına geliyor. Son yıllarda “akıllı şehir” konusu, tüm dünyada en önemli konu başlıkları arasındaki yerini alıyor. Akıllı şehirler sistemi, bir bütün olarak algılanıp ona göre çözüm üretilmesi gerekiyor. Şehrin nüfusu arttıkça enerji, su, sağlık, barınma, ulaşım, haberleşme ihtiyaçlarını karşılayan kaynakların daha verimli kullanılması için akılcı stratejiler geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Bu nokta da akıllı şehir çözümleri önem kazanıyor. Herkesin refah düzeyini artırmaya yönelik sürdürülebilir bir büyümeyi ve kalkınmayı sağlamak elbette gerekiyor. Akıllı ulaşım, binalar-konutlar, yerel yönetimler, elektrik, gaz, su şebekeleri sistemleri, güvenli mahalleler, kaliteli okullar, akıcı trafik, ekonomi, eğitim, enerji, çevre, finans, iletişim, yangın ve acil müdahale, yönetişim, sağlık, sosyal alanlar, güvenlik, korunma, katı atıklar, iletişim, şehir planlama, atık su, kanalizasyon, konuşan şehir mobilyaları; tüm bunlar şehirdeki ihtiyaçlara çözümler üretmek için tüm dünyada kabul görüyor ve akıllı şehirlerin bileşenlerini oluşturuyor. Şehrin akıllılığı, içinde yaşayanların ihtiyaçlarını en etkin bir biçimde en doğru maliyetle ve vaktinde, bunu sürdürülebilir bir şekilde karşılamasıyla bire bir ilintili gözüküyor. Akıllı şehir projeleriyle, uzman kişiler, yalnızca mevcut problemleri, işsizlik sorununu çözmekle kalmıyor, ortaya çıkabilecek yeni sorunları da öngörerek, öncesinde önlem alabiliyor. Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı Türkiye’nin 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı Genelgesi 24 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Genelge, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanmıştı. Genelgede yer alan bilgilere göre, Türkiye’deki şehirlerin yeni vizyonları hayata geçirilecek. Vatandaşların kent yönetimine katılımlarını artıracak olan akıllı şehir uygulamaları ile yeni çalışma yöntemlerinin temelleri atılacak. Belirlenecek üst politika ve stratejiler doğrultusunda 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulanması gerçekleştirilmiş olacak. Genelgede, şehirlerin küresel olarak birbirine bağlı bir ekonomide rekabet etme ve kent sakinlerinin refahını sürdürülebilir bir şekilde sağlayabilme ihtiyacının ülkeleri ve şehirleri yeni teknoloji ve yenilikçi yaklaşımlarla değerlendirmeye yönlendirdiği belirtiliyor. Çevre, ulaşım, enerji, sağlık, altyapı ve insan gibi şehirlerin tüm unsurlarının ilişkilerinin her açıdan inceleneceğinin belirtildiği genelgede, kentsel hizmetlerin bu unsurlara dayanılarak yürütüleceğinin de altı çiziliyor. Eylem planı, ülkemizin şehircilik tarihi açısından da önemli bir kilometre taşı olarak nitelendiriliyor. 8 maddelik planda; şehirlerin acil ihtiyaçlarını öne alarak Şehre Özgü Akıllı Şehir Stratejileri ve Yol Haritalarıyla Ulusal Akıllı Şehirler Ağı’nın oluşturulması öngörülüyor. Plan kapsamında; Afet Yönetim Uygulamaları, Akıllı Acil Durum Müdahale Sistemi gibi uygulamalar; her şehir için ayrı ayrı uygulanacak. Bilimsel bakış açısı ile şekillendi Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı, kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin dahil olduğu ortak akıl ve bilimsel bakış açısı ile şekillendirildi. Ulusal katmanda hazırlanan 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı ile kamu kurum ve kuruluşlarından yerel yönetimlere, şehrin tüm unsurları ile birlikte koordinasyon içerisinde, vatandaşlara sunulan hizmetlerde bütünlüğün sağlanması amaçlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinasyonunda, 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı dahilindeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarının üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeleri bekleniyor. Eylem planı, ülkemizin şehircilik tarihi açısından da önemli bir kilometre taşı olarak nitelendiriliyor. “Daha Akıllı” yerel yönetimler Dünyanın, ülkelerin ve büyük şehirlerin nüfusu artıkça; yaşanan sorunlar da daha da artmaya devam ediyor. Gelinen noktada, yerel yönetimlerin namı diğer belediyelerin yaşanan sorunlarla her geçen gün baş etmesi zorlaşıyor. Artan nüfus ve artan sorunlarla baş edebilmenin yolu elbette ki çözüm odaklı daha fazla proje üretimi. Gereksiz faaliyetleri asgariye indirerek, tasarrufa yönelik çalışmaların artırılması ve sivil inisiyatiflerle işbirliği sorunların çözümünde belki etkili olabilecek gibi… Şimdiden bazı belediyeler sivillerle işbirliğine giderek; temizlik faaliyetlerinde ve diğer birçok alanda çalışma yapmaya başladı bile… Önemli ve iyi gelişmeler sağlanmıyor da değil… Hali hazırda vatandaşlar birçok hizmet alımını ve işlemleri akıllı sistemler üzerinden gerçekleştiriyor. Kullanılan altyapıların yeterliliği yetersizliği tartışılıyor elbette. Ancak kaçınılmaz olan şu ki bu altyapıların daha da geliştirilerek; hayatın ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırılması. Araştırmacılar, akıllı kart ve uzaktan okuma teknolojilerinin vatandaşa sunulan hizmetleri çok daha pratikleştireceği görüşündeler. Akıllı hizmetler sayesinde şehir altyapıları izlenerek anlık düzenlemeler gerçekleştirilebilecek. Akıllı yerel yönetimlerin; su ihtiyacı, ulaşım, çöp toplama-dönüştürme, çevre düzenlemesi, enerji, kanalizasyon, güvenlik, kontrol ve denetim hizmetleri ve diğer birçok hizmetin verilmesi noktasında; cihazların ya da nesnelerin internetinden (Internet of Things-IoT) yararlanmaları bir anlamda zorunlu hale gelecek gibi… Tüm hizmetlerin verimli bir biçimde verilmesinde şeylerin interneti olarak da adlandırılan bu akıllı teknolojilerin nasıl ve ne şekilde kullanılacağı proje yapımcılarının başucu dersi haline gelmiş durumda. Uzmanlar, akıllı şehirlerin gerçeğe dönüşmesi için önce şehirlerin suyunun akıllandırılması gerektiği düşüncesindeler. Akıllı suya giden bu ilk adımı atmak için, bazıları yüz yıldan eski olan yaşlanmış su altyapılarının güncellenmesi zorunluluğu üzerinde görüş bildiriyor. Uzmanlar, sistemin nesnelerin interneti teknolojileriyle yükseltilebileceği noktasında da hemfikirler…
Editör: Ahmet Ertüm