Akciğerlerimiz alev, alev…
Utku ŞENSOY İzmir, Kahramanmaraş, Hatay, Manisa, Antalya… Türkiye'nin akciğerleri alev, alev yanıp kül oldu! Canım ormanlarımız her zaman olduğu gibi ihmalden ya da rant yüzünden a...
Utku ŞENSOY
İzmir, Kahramanmaraş, Hatay, Manisa, Antalya… Türkiye'nin akciğerleri alev, alev yanıp kül oldu! Canım ormanlarımız her zaman olduğu gibi ihmalden ya da rant yüzünden ağaçlarımızı ateşe veren doğa katilleri yüzünden yok oluyor. Akdeniz havzası aşırı sıcakların da etkisiyle kavrulurken, başta komşumuz Yunanistan olmak üzere birçok ülke orman yangınları konusunda çok sıkıntılı. Günümüz dünyasında asıl olan yangınların çıkmasına neden olan etkenleri ortadan kaldırmak. Bunun başında da caydırıcı cezalarla kötü niyetli insanların engellenmesi geliyor. Ormanlarımızı yakan maşalarla birlikte, onları suça teşvik eden karanlık odakların da bulunup kulaklarından tutulup adalete teslim edilerek hak ettikleri ağır cezaya çarptırılmalı. Bir diğer önlem de ana okuldan itibaren çocuklarımıza çevre bilincinin aşılanması ve eğitimin her aşamasında bu konuda gençlerin titizlikle eğitilmesi gerekir.
***
[caption id="attachment_370688" align="aligncenter" width="800"] İkizköy sakinleri ormanlarını korumaya kararlı[/caption]
MADENLER İÇİN ORMANLAR FEDA EDİLMESİN
Türkiye tam bir tezatlar ülkesi. Bir yanda ormanlarımızı gözünü kırpmadan ateşe verenler, diğer yanda ağacı kesilmesin diye gece gündüz nöbet tutup doğayı koruyanlar… Muğla Akbelen’de kömür madenine karşı ormanlarına, zeytinliklerine sahip çıkan yöre halkının bir buçuk yıl önce başlattığı “orman nöbeti” sürüyor. İkizköy Çevre Komitesi tarafından sosyal medyada başlatılan imza kampanyasına katılım hayli yüksek. 40 yıldır Muğla’daki Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santrallerinin ve kömür madenlerinin yıkıcı etkileri altında yaşadıklarına dikkat çeken yöre halkı, ellerinde kalan son doğal alan Akbelen ormanının ve binlerce zeytin ağacının yok edilmemesi için direnç gösteriyor. Yöre halkı, 2014 yılında özelleştirilen termik santrallerin ve kömür madenlerinin, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yapılmadan, 25 yıl daha uzatılmasına karşı çıkıp feryat ediyor;
“Madenin tozunu köyümüzden uzak tutan, bize oksijen, su, gıda sağlayan, başta koruma altındaki kuşlar olmak üzere pek çok hayvan ve bitki türüne ev sahipliği yapan, yaşlı ve doğal bir kızılçam ormanı olan 740 dönümlük Akbelen Ormanının kesimi hemen durdurulsun.”
Biz de İkizköy halkının onurlu duruşlarını destekleyip, kömür için, orman, zeytinlikler ve doğa feda edilmesin diyoruz.
***
STK’LARIN ÖNEMİ
Ülkemizde Sendikalar ve Sivil Toplum Kuruluşları gibi toplumsal örgütlenmeler oldum olası iktidarlar tarafından pek sevilmez, hoş karşılanmaz. Kendi iktidarı için çalışanların dışında, akvaryum balığı sevenler derneği gibi masum çevreci örgütlenmelere bile pek sıcak bakılmaz. Oysaki sendikalar ve STK’lar, dördüncü kuvvet medya ile birlikte demokrasilerin önemli bir parçasıdır, vazgeçilmezdir, onların iktidarlardan bağımsız hareket etmesi ülkelerin ileri seviyelere ulaşabilmesi için yaşamsaldır.
Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer’in de vurguladığı gibi, Akbelen ormanlarında başlatılan ağaç kesimine haklı olarak karşı çıkan kadınların, annelerin ağlayıp ve gözyaşı dökmesini televizyondan acı ve utanç içinde izliyoruz. Sümer’in, “Köyleri mahalleye çeviren, böylece kırsal bölgeleri, emeksiz kazanç alanları haline getiren kararları alanlar, sulak tarım topraklarını, meraları, ormanları ve meyvelikleri çevre şiddeti ile betonlaştıranlar, ormanları yakanlar, yakmaya ortam hazırlayanlar, insana, hayvana ve çevreye yönelik ağır hak çiğneme suçu işlemektedir” sözlerine katılmamak mümkün mü?
***
DÜNYAMIZ ISINIYOR
İklim bilimcilerin yüzde 97'si, insanların küresel ısınmaya neden olduğunu düşünüyor. Bilim insanları, son kuraklıkların ve orman yangınlarının şiddetli değişen iklimden kaynaklandığı uyarısında bulunuyor. Artan sıcaklıkların suyun karadan daha hızlı buharlaşmasına neden olup, ısı dalgalarını, kuraklıkları ve orman yangınlarını daha sık ve yoğun hale getirdiğini vurgulayan bilim insanları, özellikle son 50 yılda, dünya çapında bu koşulların daha hızlı arttığına dikkat çekiyor. Aksini savunanlar ise, kuraklık ve orman yangınlarının yılın sıcak mevsimlerinde doğal olarak meydana geldiğini iddia ediyor.
Hemen herkesin hemfikir olduğu bir gerçek ise, “Küresel ısınmanın artık daha uzun ve daha sıcak kurak mevsimlere neden olduğunu, bunun da kuraklık ve yangınları körüklediği.” İşte bu gerçekler, daha şiddetli kuraklık ve sıcak hava dalgalarına ve daha sık ve yıkıcı orman yangınlara neden oluyor.
Dünyamızı üzerinde yaşayan tüm canlılarıyla birlikte daha özenle koruyup gelecek nesillere aktarma zorunluluğumuzun olduğunu asla unutmayalım, doğaya karşı hoyrat davranmamayı, ona saygılı olmayı öğrenelim, öğretelim.