Aile hekimleri, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklere tepki göstermek amacıyla Türkiye genelinde üç gün sürecek bir iş bırakma eylemine başladı.
Sağlık alanında faaliyet gösteren 11 sendika ve meslek örgütünün oluşturduğu Sağlık Platformu, "Aile hekimliği sistemini yıkacak eziyet yönetmeliğini istemiyoruz" yazılı pankartla açıklama yaptı. Platform adına açıklamayı İstanbul Aile Hekimleri Derneği (İSTAHED) Genel Sekreteri Sercan Ahmet Uluç okudu. Yönetmeliğe karşı tepkilerini son aylarda dile getirdiklerini ancak bakanlığın dikkate almadığını belirten Uluç şunları söyledi:
"Bakanlığın bizim tepkilerimize kulak tıkama gibi bir lüksü yoktur"
"Bakanlığın bizim tepkilerimize kulak tıkama gibi bir lüksü yoktur. Çünkü bu ülkede birinci basamak sağlık hizmetini veren bizleriz. Emeği veren bizleriz. Bizi dinlemek zorundasınız. Bu kulak tıkama ilk kez olmadı malumunuz. Acil nöbetleri, cumartesi nöbetleri ve en son ceza yönetmeliği bize rağmen uygulanmaya çalışıldı. Kanuna yazıldı. Sözleşme feshi noktasına gelen binlerce aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı oldu. Sonuç ne oldu. Sözleşmelerini feshedemediniz ve geri adım atmak zorunda kaldınız. 'Emeğinizi yok sayıyoruz, temel ücretlerinizi de düşürüyoruz ama imkansız teşvik taleplerimizi yaparsanız ve belki bu kaybı telafi edersiniz' yönetmeliğini kabul etmiyoruz. '6 ayda bir gelmeyen kişilere ulaşın onlara zorla sağlık hizmeti verin' yönetmeliğini kabul etmiyoruz. 'Vatandaşa sorumluluk veremedik; hastaların peşinden siz koşmak zorundasınız' yönetmeliğini kabul etmiyoruz. 'Hastayı sanki müşteri gibi her şekilde memnun etmek zorundasınız' yönetmeliğini kabul etmiyoruz.
"Biz daha testi kırılmadan uyarımızı yaptık"
'Ağzınla kuş tutamazsan sözleşmeni yenilemem ve iş akdine son veririm diyen bu tehdit yönetmeliğini' kabul etmiyoruz. Matematik sınırlarını zorlayıp aklımızla ve emeğimizle dalga geçen bu formül yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Yazdığımız reçeteye bile karışan bu yönetmeliği kabul etmiyoruz. Biz daha testi kırılmadan uyarımızı yaptık. Bu yönetmelik olmamış atın çöpe dedik atmadınız. Sesimizi duymadınız, duymak istemediniz. Biz de anayasal hakkımız olan iş bırakma hakkımızı kullanıyoruz."
"İki dakikada sağlık olur mu?"
İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu da bakanlığın uyarılarına, tepkilerine kulak tıkamasını eleştirdi. Osmanoğlu, "Bu yönetmelik ne getiriyor? Biz bu formülü çözdük aslında. Karışık görüntüde çözülmeyecek bir formül değil. Aslında açık çalışanların ücretini azaltıp bir kısmını performansa dayalı hale getirme yoluyla ücretlerini alabilmeleri için beş dakikada bir hasta bakılmasını sağlayan bir yönetmelik geldi. Bu ne demektir? Tabii ki çalışanların ücretine bir saldırı olduğu kadar halka da bir saldırı ve bunun beş dakikayla da kalmayacağını biliyoruz. Geçtiğimiz aylarda kamu hastanelerinde gördük. Bu muayene süreleri iki dakikaya kadar iniyor arkadaşlar. Bu iki dakikada sağlık olur mu" diye sordu.
"Sağlık giderlerimizin yüzde 40'dan daha fazlası özel sektörlere gidiyor"
Genel Sağlık İş Şube Temsilcisi Ali Haydar Temel ise şunları söyledi:
"Önce birinci basamağı aile sağlığı merkezine dönüştürdüler. Arkadaşlar yanlış anlamayın ama şunu yaptılar koruyucu sağlık hizmeti dediğimiz şeyi bitirdiler. Birinci basamakla başladılar. Sonra devam ettiler. Ne yaptılar? İkinci basamağı üçüncü basamağı baktılar her şeyde özel güzeldir dediler ve parayı gördüler. Sattılar. Şimdi bu özel güzeldir dediklerinin sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Bir utanç kaynağı. Sağlık giderlerimizin yüzde 40'dan daha fazlası özel sektörlere gidiyor. Neden mi arkadaşlar? Baktıkları her şeyde örnek vereyim; 'Orman yandığında ormana bakıp kereste diye bakan, hayvanlar öldüğünde hayvana bakıp et diye gören aynı zihniyet' insana baktığında parayı gördü.
"Kaymağını yediler, doymadılar. Doymazlar, doymayacaklar"
Servet düşmanlığı yapıyoruz arkadaşlar. Bizden çaldıkları sağlık bakanlarının o yükselen, gökdelenlerine bakın. Bizden çaldıkları o bebeklerin nefeslerinden çaldıkları ne biliyor musunuz? Bakana sorun, Müezzinoğlu'na ne olduğunu sorun. Açık açık söyleyeyim. Hastanesine sorun. 10 yıldır İstanbul'da mala çevirdiler ya artık her şey paraya. Organlarınız para arkadaşlar, anjiyo üniteleriniz para, ameliyatlarınız para, yoğun bakımlar para. Baktılar nerede para var? Hepsini özel sağlık hastanelerine gönderdiler. Kaymağını yediler, doymadılar. Doymazlar, doymayacaklar.
"Özel hastane mantığı özelleştirmeler hayatımızı, yaşamımızı, her şeyimizi mahvettiler"
Devletleştirmemiz lazım. Kamulaştırmamız lazım. Biz yirmi yıl önce atandığında büyük bir samimiyetle gidip aşı oranlarının mı arttırmalıyım? Hiç performans derdim olmadı. Ambulansla çıkıp gittiğimde hiç düşünmedim. Çok mu çalışıyorum? Az mı çalışıyorum? Az mı hasta bakıyorum? Yapılmış bütün bilimsel çalışmalar bir şey diyor. Özelleştirmeler, akıl karı iş değildir. Neresinden bakarsak bakalım. Özel hastane mantığı özelleştirmeler hayatımızı, yaşamımızı, her şeyimizi mahvettiler.
"Sağlıkta kar, önlükte kirdir" diyorlardı. Bugün yaşattıkları bu utancın sorumlusu onlar. Bu kirden kurtulacağız arkadaşlar"
Ne yalan sallıyor. Yıllar önce arkadaşlarımızın bir sloganı vardı. 'Sağlıkta kar, önlükte kirdir' diyorlardı. Bugün yaşattıkları bu utancın sorumlusu onlar. Bu kirden kurtulacağız arkadaşlar. Biz yurttaşlarımıza, halkımıza sadece onların sağlık hakkını düşünerek anayasal bir hak hala. Bizim yapmak istediğimiz tek şey bu. 25 yıl sonunda özelleştirmelerin faturası bu arkadaşlar. Biz bunu düzeltemediğimiz için yarın daha kötüsü olacak kendimizi kandırmayalım. Doymazlar sermayenin mantığı bu kadar basit. Kar, kar, kar. Doymuyorlar, doymuyorlar, doymuyorlar. Arkadaşlar bir gün başaracağız. Devletçi, kamuçu, halkçı bir sağlık politikasını daha önce yaptık. Cumhuriyetimizde, sağlık hakkını sosyalleştirdik. Bir daha yapacağız. Söz olsun, bir daha yapacağız."
Hekimler, talepleri karşılanana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini ve eylemlerine devam edeceklerini açıkladı.