Kültür-Sanat

AFSAD, ENFOD ve FSK, "Ankara için El Ele" sergisi için bir araya geldi

Ankara'nın 3 fotoğraf derneği olan Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD), Engelsiz Fotoğraf Derneği (ENFOD) ve Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK), Ankara’nın başkent oluşunun ve Cumhuriyetimizin 100. yılında, Ankara için çabalarının bir göstergesi olarak başkentin görsel tarihinden derlemeler ile "Ankara için El Ele" diyerek fotoğraf sergisi açtılar.

Abone Ol

Haber Merkezi - Ankara'lı üç fotoğraf derneği olan Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği, Engelsiz Fotoğraf Derneği ve Fotoğraf Sanatı Kurumu, Ankara'nın başkent oluşu ve Cumhuriyetin 100. yılında, Ankara için çabalarının bir göstergesi olarak başkentin görsel tarihinden  derlemelerle "Ankara için El Ele" dediler. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı ve Mamak Belediyesi’nin de destekleriyle sergi, 16 Ekim 2023 Pazartesi akşamı tarihi konservatuvar Musiki Muallim Mektebi’nde her üç derneğin amatör ve profesyonel fotoğraf sanatçıları ve alanın sevdalılarının yoğun ilgi gösterdiği katılımla açıldı. Başkentin görsel tarihinden kesitler sergisini Ankaralı sanatseverler 23 Ekim’e kadar gezebilecekler. 

Sergi, Cumhuriyetin kuruluşundan şimdi 2023’deki günümüz Ankara’sına bakarken çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği yıllara döndürüyor. Serginin tanıtım metninde yer alan ifadeler ise, şu şekilde: "Önceleri Ankara denince ilk önce Anıtkabir, Gençlik Parkı, Kale, Kızılay, Ulus Anafartalar-Çıkrıkçılar Yokuşu, Hacı Bayram Veli gelirdi. Ne güzel her birlikte Çubuk Barajı’na, Kızılcahamam Soğuksu’ya, Çubuk Karagöl’e giderdik. Gençlik Park’ındaki aile matineleri, çay bahçeleri, lunapark halkın en büyük eğlence yerleriydi. Anafartalar Caddesinden, Çıkrıkçılar Yokuşundan hatta yeni açılmaya başlayan Kızılay’daki mağazalardan alışveriş yapmak ayrı bir keyifti.

En fazla 3-4 katlı binaların olduğu apartmanlarda ya da bahçeli müstakil evlerde yaşardık. Komşulara evin anahtarını bırakırdık. Bayramlar birbirini ziyaret vesilesi olurdu. Arabası olanlar diğerlerine yardım eder, televizyonu olanlara misafir olurduk. Mahalle esnafı bizden biriydi. Eş-dost akraba yardıma koşardı.

Ne döviz bilirdik ne de hisse senedi. Kırsalımız tarımın, hayvancılığın, el sanatlarının, küçük esnafın hayat bulduğu yerlerdi. Aslında bizler böylesi daha insani, yüz yüze yaşanılan bir hayattan geliyorduk. Yani komşu çocuklarıyla oynayan, mahalle mektebine giden, bildiği bakkal ve kasaptan alışveriş eden,akrabalarıyla cümbür cemaat piknik yapan, kitap okumak için kütüphaneye giden bir çocukluğu ve gençliği yaşadık.

Evet, yine bu mekânlar var. Gençlik parkının, lunaparkının, aile çay bahçelerinin neşesi, kalabalığı, sesleri artık hatıralarımızda yaşıyor. Kalenin o eski de olsa tarih kokan, o dericilerin, yüncülerin olduğu küçük esnaf dükkânlarının yerinde yeller esiyor. Bakırcıların, kalaycıların, dericilerin, şapkacıların, terzilerin, yorgancıların hepsi tükendi ve tükenmek üzere. Kale içi aşırı bakımlı lüks konakların, restoranların yerleri oldu. Kızılay’da belirli bir kaliteyi gösteren hanımefendi ve beyefendilerin yerinde yeller esiyor."