Deprem sonrasında özellikle bölgede yaşayan Suriyeliler, yıkımın yanında kendilerine yönelik tepkilerle de mücadele ediyor. Yaşanan yıkım nedeniyle herkesin altüst olduğuna işaret eden uzmanlar, sosyal medyadaki haberler yüzünden “düşmanlığın arttığına” dikkat çekip öfkenin, kontrol edilemez bir yıkıma dönüşebileceği uyarısı yapıyor
GÜLSEVEN ÖZKAN Türkiye, 6 Şubat 2023 Pazartesi günü meydana gelen iki depremle, tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşadı. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremler, 10 ilde binlerce insanın ölmesine yol açtı. Bölgede arama ve kurtarma çalışmaları devam ederken her geçen gün bilançonun ağırlaştığı ortaya çıkıyor. Afet bölgesindeki depremzedelerin arama ve kurtarma çalışmalarının geç başlanmasına, bazı temel ihtiyaçlara erişememelerine yönelik tepkileri sürerken bölgede birçok Suriyeli mülteci de bu durumdan etkilendi. Depremin en çok hasara yol açtığı illerde evleri enkaza dönen mülteciler de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) hizmetlerinden yararlanıyor. Daha önce göçmen karşıtı açıklamalarıyla gündeme gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın son günlerde sığınmacıların deprem bölgelerinde yağma yaptığı iddiaları gündeme geldi. Sosyal medyada “Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Kız Öğrenci Yurdu’nda Suriyelilerin nargile içtiği, müstehcen görüntüleri” iddiaları da yer aldı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, bölgeye giderek bu iddiaları yalanlarken, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, KYK Kız Öğrenci Yurdu’na yerleştirilen Suriye’den gelen sığınmacıların tahliye edildiğini açıkladı. Bazı sosyal medya kullanıcıları, mülteci karşıtı videolar yayınlarken, bazı gazetecilerin yaptıkları haberlerde, “sığınmacıların yarattığı güvenlik probleminden” söz etmesi beraberinde bu kesimi hedef haline getirdi. Bu durum Suriyelilerin nefret saldırıları ve ayrımcılığa maruz kalacağı endişesine neden oldu. Deprem bölgesinde sığınmacılara yönelik bilgi kirliliği ve doğrulanmayan iddialar da gündeme gelirken, Suriyeli sayının en fazla olduğu illerin başında gelen geçici koruma kapsamında binlerce Suriyelinin yaşadığı illerde bu kesimin olaylardan nasıl etkilendiğini araştırdık. Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Danış ve Kırkayak Kültür Genel Koordinatörü Kemal Vural Tarlan ile depremden mültecilerin durumu ve Ümit Özdağ’ın sığınmacılara dönük açıklamalarını konuştuk. “Kimse soğukkanlı değil, Hepimiz manipülasyona açığız” Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Danış, zorunlu göç yaşamış Suriyelilerin afette ikinci kez mağduriyet yaşadığının altını çizerek imkânı olanların şehri terk ettiğini belirtiyor. Danış, deprem bölgesinde, acıyla beraber öfkenin de olduğunu ve kamu düzeni kurulamadığı için vatandaş veya göçmen bazı kişilerin yağmacılık yapabildiğine işaret ediyor. Beslenme, barınma, tuvalet gibi en temel ihtiyaçları gidermek konusunda zorluk yaşanan bir ortamda mültecilerin hedef gösterilmesinin haksızlık olduğunu vurgulayan Danış, “Bölgede büyük yıkımdan dolayı medeni dünyanın dışında bir durum var. Ortaya çıkan ağır tablonun esas suçlularına laf etmeyip, en kolay hedefe yönelmeyi seçiyoruz. Yaşanan yıkımın asıl suçluları müteahhitler, belediyeler ve tüm bu çarpık yapılaşmaya göz yuman devlettir; mülteciler değil.” Siyasetçi Ümit Özdağ’ın Suriyelilere yönelik yaklaşımını tehlikeli olduğunu anlatan Danış, “Bir siyasi parti bundan nemalanıyor. Bu nefret söylemi çok tehlikeli. Şu an herkes altüst olmuş durumda. Kimse soğukkanlı değil. Hepimiz manipülasyona açığız. Ümit Özdağ siyasi fayda sağlamaya çalışıyor. Ancak bu öfke kontrol edilemez bir yıkıma dönüşür” şeklinde konuşuyor. [caption id="attachment_265893" align="alignright" width="417"]Kemal Vural Tarlan[/caption] “Nefret söylemi koordinasyonsuzluğa neden oluyor” Kırkayak Kültür Genel Koordinatörü Kemal Vural Tarlan ise, depremden etkilenen Gaziantep’ten izlenimlerini aktardı. Tarlan, bölgede Suriyelilere yönelik ciddi bir ayrımcılığın olduğunu söylüyor. Bölgede diğer kesimler gibi temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorluk çeken Suriyeliler yönelik, “Bunlar çok pisler”, “Türkiyelileri doyurduk da Suriyeliler mi kaldı?” şeklinde ifadelerle karşılaştıklarını anlatıyor. Sosyal medyadaki nefret söylemlerinin, Suriyelilerin hedef gösterilmesinin ayrımcılığa neden olduğunun altınızı çizen Tarlan, “Sosyal medyadaki haberler yüzünden düşmanlık artıyor. Yardımlar gelince bütün insanlar gibi onlar da yardıma ulaşmaya çalışıyor. 10 yıldır uyum için uğraşıyoruz. Bu nefret söyleminde bulunanları anlamıyoruz. Bu insanlar, nefreti yeniden üretiyor, yeniden düşmanlık yaratıyor. Nefret söylemi, koordinasyonsuzluğa neden oluyor” açıklanmasında bulundu. Afette dil sorunu da yaşayan Suriyelilerin düşmanlaştırıldığını belirten Tarlan, siyasetçi Ümit Özdağ’ın mültecilere yönelik söylemleri için şunları söyledi: “Ümit Özdağ’ın ifadeleri çok tehlikeli. Yerelde, sokakta insanların çatışmasına da neden olabilir. Bu bölgede insanlar evlerine giremiyor, sosyal medyadan besleniyor. Bu söylemler sistematik olarak yayılıyor. İnsanları düşman haline getiriyor. Siyasi figürlerin bunları siyasi malzeme olarak kullanması çok büyük bir tehlike. Bizim gibi çabalayan insanların da elini kolunu bağlıyor.”