Genel

Adalet Bakanı Tunç, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı'nda konuştu:

- "Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının elindeki dosyayı artık bir an önce davaya dönüştürmesi ve savaş suçu işleyen, saldırı suçu işleyen, çocukları katleden, soykırım suçu işleyen o İsrailli yetkililerin, başta Netanyahu olmak üzere mahkeme huzuruna çıkarılması gerekiyor" - "ABD'nin üniversitelerinde, Avrupa'nın değişik ülkelerinde insanlık vicdanı sokaklara taşarak İsrailli saldırganları protesto ediyor. Eninde sonunda İsrailli saldırganlar insanlığın huzuruna çıkacak ve işlediği bu suçun cezasını çekecekler"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının elindeki dosyayı bir an önce davaya dönüştürmesi gerektiğini belirterek, "Savaş suçu işleyen, saldırı suçu işleyen, çocukları katleden, soykırım suçu işleyen o İsrailli yetkililerin, başta Netanyahu olmak üzere mahkeme huzuruna çıkarılması gerekiyor." dedi.

Bahçelievler'de bir otelde düzenlenen Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı'nda konuşan Tunç, konferansta özellikle Filistin'de devam eden insanlık suçunun dünyaya yansıması anlamında çok faydalı sonuçlar çıkacağına yürekten inandığını söyledi.

Tunç, konferansın temasının "Filistin için özgürlük ve bağımsızlık" olarak belirlenmesinin de çok anlamlı olduğunu dile getirdi.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda şehit edilen 34 binden fazla Filistinlinin yüzde 70'inin çocuk ve kadınlardan oluştuğuna dikkati çeken Tunç, şöyle devam etti:

"Dünyanın gözü önünde bir insanlık suçu, bir insanlık dramı yaşanmaya maalesef devam ediyor. 77 binden fazla Filistinli kardeşimiz de yaralanmış durumda. Şehirler yıkıldı, hastaneler, okullar, mülteci kampları, pazar yerleri, ibadethaneler yerle bir edildi ve bombalandı. 2,5 milyon insan maalesef açlık ve susuzluğa terk edildi. Filistin'deki son saldırıların bir insanlık suçu, soykırım suçu, savaş suçu olduğu elbette ki tartışmasız."

Bakan Tunç, Birleşmiş Milletlerin (BM) ve BM Güvenlik Konseyinin bugüne kadar İsrail'in haksız saldırıları ve insan hakları ihlalleri konusunda 60'tan fazla kararı olduğunu hatırlatarak, "Uluslararası kuruluşların kararlarına ve hukukuna uymayan, insan haklarını ihlal eden, bunu sistematik bir şekilde gerçekleştiren devlete devlet demek mümkün değil. İsrail adeta bir asırdan bu yana bir terör örgütü gibi hareket etmeye devam ediyor." ifadelerini kullandı.

- "Batı'nın sürekli tekrar ettiği yaşam hakkı, Filistin'de var mı?"

Filistin'de, İsrail'in saldırılarıyla en temel insan haklarının ihlal edildiğini vurgulayan Tunç, şöyle konuştu:

"Batı'nın, insan hakları savunucularının sürekli tekrar ettiği yaşam hakkı, Filistin'de var mı? Binlerce insanın şehit edildiği bir yerde yaşam hakkından bahsedilebilir mi? Yaşam hakkını savunanların niye sesleri çıkmıyor? 'Mescid-i Aksa'daki ibadet engellemeleriyle din ve vicdan özgürlüğü ihlal ediliyor' diye bir ses çıkaran var mı? 12-13 yaşındaki çocukların tutuklandığı bir ortamda, 'Filistin'de özgürlük ve güvenlik hakkı ihlal ediliyor' diyen bir Batılı duydunuz mu? En temel insan haklarından biri olan mülkiyet hakkı ihlal edilirken insan hakları savunucularının 'Mülkiyet hakkı Filistin'de ihlal ediliyor' diye görüşünü bildirenini duydunuz mu?"

Tunç, Cenevre Sözleşmesi'ndeki insancıl hukukun ilkelerinin, özellikle 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirilen saldırılarda da ihlal edildiğini belirterek, son olarak Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika'nın başvurusuyla açılan davada, çocuk katliamının, insanlık suçunun, soykırımın önlenmesiyle ilgili bir tedbir kararı alındığını, ancak bu tedbir kararının uygulanabileceği bir mekanizmanın olmadığını söyledi.

Bu kararın, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne getirilerek bir an önce icra edilebilmesi ve oradaki katliamların durması için seslerini yükseltmeye devam edeceklerini dile getiren Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının elindeki dosyayı artık bir an önce davaya dönüştürmesi ve savaş suçu işleyen, saldırı suçu işleyen, çocukları katleden, soykırım suçu işleyen o İsrailli yetkililerin, başta Netanyahu olmak üzere mahkeme huzuruna çıkarılması gerekiyor." diye konuştu.

Bakan Tunç, deliller konusunda özellikle Türkiye'den giden hukukçuların ve sivil toplum kuruluşlarının önemli müracaatları olduğuna işaret ederek, "Anadolu Ajansımızın özellikle görüntüler, videolar noktasında delilleri de Uluslararası Ceza Mahkemesine, savcılığa sunmuş bulunuyorlar ama maalesef Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının bu konuda hareket etmediğini üzülerek görmeye devam ediyoruz." dedi.

Her platformda Filistin'i savunan bir lider olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2009'da Davos'taki "one minute" çıkışından sonra dünyadaki medya düzenini elinde tutanlar tarafından nasıl bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını anlatan Tunç, "Dünyada insan haklarını, hakkaniyeti, adaleti savunan, 'Daha adil bir dünya mümkündür, uluslararası sistem insanlığın sorunlarına cevap veremiyor, etkisiz kalıyor.' diyen tek bir lider var. O da Recep Tayyip Erdoğan'dır." şeklinde konuştu.

- "Bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemeye devam edeceğiz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İsrail Dışişleri Bakanı'nın bir sosyal medya platformunda yaptığı paylaşıma ilişkin de "Buradan söylemeye bile gerek yok. Çok ahlaksızca bir paylaşımda bulunarak o işlediği insanlık dışı, çocukları katleden, soykırım suçlarını gölgelemek isteyen İsrail Dışişleri Bakanı'nın paylaşımı, o ahlaksız paylaşım, oradaki suçları gölgeleyemeyecek. İsrail, insanlık vicdanında mahkumdur." değerlendirmesinde bulundu.

Bazı ülkelerde üniversite öğrencilerinin yaptığı protestolara değinen Tunç, "Bugün ABD'nin üniversitelerinde, Avrupa'nın değişik ülkelerinde insanlık vicdanı sokaklara taşarak İsrailli saldırganları protesto ediyor. Eninde sonunda İsrailli saldırganlar insanlığın huzuruna çıkacak ve işlediği bu suçun cezasını çekecekler ve hesabını insanlık huzurunda verecekler." dedi.

Bakan Tunç, bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan bu problemin ortadan kalkmayacağının altını çizerek, "Türkiye olarak savunmaya devam edeceğiz ve bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını da her platformda desteklemeye devam edeceğiz." diye konuştu.