İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Özellikle 40 yıldan bu yana ülkemizin başına bela olan ve binlerce vatandaşımızın, askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin şehit olmasına neden olan PKK terör örgütünü de inşallah tarihe gömeceğiz. Silahlarıyla beraber, toprağa ve tarihe gömerek terörsüz bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bunu başarmamız gerekiyor. Çocuklarımızın huzurlu bir geleceğe kavuşması için bu mücadeleyi sürdürüyoruz." dedi.
Bakan Tunç, Eyüpsultan'daki Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) binasında Milli İrade Platformu tarafından "Türkiye Yüzyılında Adalet" başlığıyla düzenlenen Milli İrade Buluşmaları Programı’na katıldı.
Programda konuşan Tunç, Türkiye Yüzyılı'nın başında vesayetçi ruha değil, milli iradeyi esas alan demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Yeni anayasanın milletin hakkı olduğunu söyleyen Tunç, darbe anayasasıyla bugünlere geldiklerine, bunun bile anayasada değişiklik yapılması için yeterli bir sebep olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'ye milletin onayladığı bir anayasayla yoluna devam etmesinin yakışacağını kaydetti.
Bakan Tunç, Türkiye'nin kronik sorunlarını ortadan kaldırmak için mücadele ettiklerini belirterek, "Özellikle 40 yıldan bu yana ülkemizin başına bela olan ve binlerce vatandaşımızın, askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin şehit olmasına neden olan PKK terör örgütünü de inşallah tarihe gömeceğiz. Silahlarıyla beraber, toprağa ve tarihe gömerek terörsüz bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bunu başarmamız gerekiyor. Çocuklarımızın huzurlu bir geleceğe kavuşması için bu mücadeleyi sürdürüyoruz." dedi.
Terörün her türlüsünü ülkeden defetmek istediklerini, bu noktadaki çabalarının son zamanlarda daha da arttığını ifade eden Tunç, şehit ailelerinin emanetine sonuna kadar sahip çıkacaklarını, Türkiye'nin birlik ve beraberliğini, huzurunu bozmak isteyenlere hiçbir zaman fırsat vermeyeceklerini bildirdi.
- "Terörü aradan çıkararak, ülkemizde yeni bir dönem başlatacağız"
Bakan Tunç, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle ırkı ne olursa olsun herkesin hep beraber Türkiye'nin vatandaşı olduğunu ve hiçbir zaman ayrımcılık yapılmadığını belirterek, geçmişte ''Kürt sorunu'' olarak bilinen sorunu da ortadan kaldırdıklarını vurguladı.
Tunç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Onların her türlü haklarının, o kısıtlanmış geçmiş yıllardaki haklarının iade edilmesi noktasındaki çabalarımızı onlar da biliyor. Ve dolayısıyla bu ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine hiçbir ayrım yapmadan nasıl eserler üretmişsek, temel hak ve özgürlükler noktasında da hiçbir ayrım gözetmeden herkesin haklarını nasıl savunduysak, bundan sonra da iç cepheyi güçlendirerek, o vatandaşlarımız arasına nifak tohumu sokulmasına müsaade etmeyeceğiz. Ve terörü aradan çıkararak ülkemizde yeni bir dönem başlatacağız inşallah."
Dış politikadaki gelişmelere de değinen Tunç, muhalefetin 22 yıldır gerçekleştirilen uygulamalara ve icraatlara yönelik karalama çalışmaları yaptığını, Suriye'de izlenilen politikanın verdiği sonuçları memnuniyetle gördüklerini ifade etti.
Bakan Tunç, Suriye'de geçici bir yönetimin oluştuğunu söyleyerek, "Orada devlet düzeninin hakim olması ve kurumsal yapının oluşması ve güçlendirilmesi, adaletten eğitime varıncaya kadar her konuda Suriye'ye destek olmaya devam edeceğiz ve orada bir terör oluşumunun önüne geçilmesi için çabamızı göstereceğiz." diye konuştu.
Türkiye olarak mazlumun yanında olduklarını, hakkaniyeti, insan onurunu savunduklarını belirten Tunç, Filistin'de bunu yaptıklarını ve Filistin davasını başından bu yana savunan bir anlayışta olduklarını bildirdi.
Bakan Tunç, 7 Ekim'den bu yana Filistin'e insani yardımlar ulaştırdıklarını, Filistin'de işlenen soykırım suçunun yargılanması noktasında Milli İrade Platformu'nun da içinde bulunduğu vakıf ve derneklerle Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuru yapıldığını kaydetti.
Uluslararası Adalet Divanı'nda devam eden yargılamaya müdahillik dilekçesi verdiklerini hatırlatan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deliller noktasında en fazla dokümanı Türkiye Cumhuriyeti olarak biz verdik. Bu müdahillik dilekçemizdeki deliller, kanıtlar, Anadolu Ajansı'mızın, TRT'mizin ve diğer basın kuruluşlarımızın canlı çektiği görüntüler, röportajlar, tüm bunlar yargılamada çok büyük etkisi olacak deliller. Ama maalesef Uluslararası Adalet Divanının kararına uymayan bir İsrail söz konusu oldu. Tedbir kararlarına uymadılar. Tabii o tedbir kararlarına uyulması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin de bir çabası söz konusu olmadı. İnsani yardımları bile veto eden bir Güvenlik Konseyi, uluslararası kuruluşların nasıl etkisiz hale geldiğini, getirildiğini hep beraber gördük."
Bakan Tunç, Filistin'de 50 binden fazla insanın şehit edildiğini, bunların yüzde 80'inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu hatırlatarak, yaşanılanların bir katliam olduğunu belirtti.
- "Özgür bir Filistin için mücadele edeceğiz"
Tunç, "Tabii şu anda bir ateşkes durumu söz konusu. Temennimiz bu ateşkesin daimi olması ve asıl temennimiz orada 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Filistin'in özgürleşmesi. Özgür bir Filistin için mücadele edeceğiz." ifadesini kullandı.
23 Ocak Perşembe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni kamuoyuna açıklayacağını söyleyen Tunç, geçen sene yargı teşkilatında 13 milyon 200 bin karar verildiğini, bu yıl geçen yıldan devralınan dosya sayısının 11 milyon olduğunu vurgulayarak, devralınan dosyadan daha fazla karar verilmeye başlandığını belirtti.
Bakan Tunç, yeni yargı reformuyla ilgili bilgiler vererek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle toplumun huzurunu bozmaya yönelik bazı suçlar bakımından cezaların alt ve üst sınırlarıyla ilgili bir değerlendirme yapmamız gerekiyor. Tutuklama sebepleriyle ilgili özellikle toplumda infial oluşturan hususlar, denetimli serbestlikle ilgili birtakım yakınmalar... Tüm bunları karşılayacak, ceza adalet sistemini hem soruşturma hem kovuşturma hem de infaz bakımından daha adil noktaya getirecek bir yargı paketini inşallah hemen Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklandıktan sonra da ülkemizin gündemine, milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz. İkinci paketimiz hukuk, yargılama ve idari yargıyla ilgili olacak. Orada da birçok konuda sadeleştirme göreceksiniz. Duruşmasız yapılabilecek işler çoğalacak. Noterlere devredebileceğimiz bazı yargı çekişmesi, yargı işleri var. Tüm bunları, özellikle sadeleştirmeyi de gerçekleştirerek, uzun süren duruşmaların önüne geçmemiz lazım. Duruşmaların 6 ay, 1 yıl sonrasına değil de 2 aydan fazla ertelenmemesi gibi bir düşüncemiz var."
Program, basına kapalı şekilde soru-cevapla devam etti.
