Bakan Uraloğlu, Yunanlı mevkidaşı Stiliyanidis ile görüştü Bakan Uraloğlu, Yunanlı mevkidaşı Stiliyanidis ile görüştü
Haber: Bilgesu Erdem Asgari ücret, Temmuz ayında 11 bin 402 liraya yükselmişti. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) her ay gerçekleştirdiği “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması”nda Temmuz’da, dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı 11 bin 658 lirayla asgari ücreti aştığını hesapladı. Yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarını ifade eden yoksulluk sınırı ise 37 bin 974 lira olarak belirlenirken, Türk-İş’in verilerine göre bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 15 bin 123,60 lira oldu. Hal böyleyken açlık ve yoksulluk sınırının artan asgari ücrete rağmen yükselişini Ekonomist Nesrin Nas 24 Saat’e yorumladı. “Asgari ücrete yapılan zamlar birikmiş enflasyona göre yapılıyor” Nas, asıl problemin asgari ücrete yapılan zamların birikmiş yani geçmişte yaşanmış olan enflasyona göre yapılması olduğunu söylerken, “Çünkü ancak geçmişi telafi ediyorsun ama enflasyonla mücadele edilmediği ve enflasyon artmaya devam ettiği için ancak bir ay insanlar kendilerini koruyabiliyorlar. O bir ayın sonunda yeniden açlık ve yoksulluk sınırının altına düşüyorlar.” ifadelerini kullandı. Peki ama ne yapmalı? Nas, “Düzgün çalışan bir TÜİK olmalı, doğru düzgün ölçmeli. Beklentinin yönetilmesi lazım. Önümüzdeki altı ay boyunca enflasyon ne kadar olacak onun hesaplanıp verilecek zamların gerçekleşene göre değil beklenene göre yapılması gerekiyor ki insanları enflasyondan koruyabilesin.” değerlendirmesinde bulundu. “Durum böyleyken enflasyonu aşağı çekemezsiniz” “Açlık ve yoksulluk sınırının makul seviyelerde seyredebilmesi için onu karşılayacak bir gelir artışının olması lazım.” diyen Nas, Böyle bir gelir artışı politikası yoksa gelirleri hep düşük tutup ücretleri aşağı çekerek tüketimi kontrol etme yoluyla enflasyonla mücadele ediyorsan sürekli olarak çalışan, ücretli kesimlerin yoksullaşması pahasına yürüttüğü bir mücadele, ekonomi yönetimi olacaktır.” diye konuştu. “Bunun için izlenen politikayı, temel yaklaşımı değiştirmek gerekiyor. Merkez Bankası’nın elinin çok da serbest olmadığını anladık. Yönetim, bakan, başkan değişti ama görünen o ki Erdoğan’ın temel yaklaşımında büyük bir değişiklik olmamış. Yine faizi kontrol etme ve faiz, krediler yoluyla ekonomik büyümeden vazgeçmeme gibi bir politika izliyor. Durum böyle olunca ne yaparsanız yapın enflasyonu aşağı çekemezsiniz.” diyerek sözlerini noktaladı.