Genel

"AA Medya Teknolojileri Hackathonu" ödül töreniyle sona erdi

- AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz: - "Teknoloji medyayı besliyor, medya teknolojiden besleniyor. Dönüşüm birlikte gerçekleşiyor" - "Çok yakın bir süreçte ChatGPT gibi Türkiye de hemen hemen her vatandaşının kullandığı yapay zeka dil modellerine ulaşacak. Bununla ilgili çalışmalar da var. Anadolu Ajansı yine bu çalışmaların merkezinde önemli bir rol üstlenecek" - Bilişim Vadisi Genel Müdürü Erkam Tüzgen: - "AA Medya Teknolojileri Hackathonu' Anadolu Ajansı, Bilişim Vadisi ve Turkcell'in işbirliği kapsamında bir ekip olabilmesi ile mümkün hale geldi"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - "AA Medya Teknolojileri Hackathonu"nun kesintisiz 48 saat süren yüz yüze geliştirme dönemi düzenlenen ödül töreniyle sona erdi.

Turkcell ana sponsorluğunda, Anadolu Ajansı (AA) ve Bilişim Vadisi işbirliğiyle yapılan çevrim içi dönemini başarıyla tamamlayan takımların kesintisiz 48 saat sürecek yüz yüze geliştirme dönemi için AA İstanbul Ofisi'nde bir araya geldiği "AA Medya Teknolojileri Hackathonu"nun ödül törenine, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, Bilişim Vadisi Genel Müdürü Erkam Tüzgen ve AA Genel Müdür Yardımcıları Yusuf Özhan ile Oğuz Enis Peru katıldı.

AA Görsel Haberler Direktörü Fırat Yurdakul, Türkiye Haberleri Direktörü Hüseyin Yılmaz, Sistem ve Siber Güvenlik Direktörü Emre Cebişli, Bilişim Vadisi Teknoloji Değerlendirme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mehmet Göktürk ve Turkcell AI & NLP Teknolojileri Yöneticisi Sezen Felekoğlu'nun oluşturduğu jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda birinci takım yapay zeka desteğiyle videolara özel, çoklu yabancı dil alt yazı eklentisi geliştiren "Deepmind" olurken, ikinci takım ise yapay zeka desteğiyle canlı yayınlarda eş zamanlı video kalitesini yükseltecek projeleriyle "Hüma" ve üçüncü ise tek fotoğrafla yüz tanıma sistemi geliştiren "Med Visionaries" oldu.

Birinci olan takım ödülünü Serdar Karagöz'ün elinden alırken, ikinci Erkam Tüzgen ve üçüncü ise ödülünü Sezen Felekoğlu'ndan aldı.

Karagöz, törende yaptığı konuşmada, günümüzde iki kavramı çoğu zaman aynı şeyi ifade etmek için kullandıklarını, medyanın; haber akışını sağlama, bilgilendirme, eğitme ve toplumları etkileme amacını taşıdığını, teknolojinin ise gerçek yaşamda karşılaşılan sorunları çözmek için kullanılan araçlar bütünü olduğunu söyledi.

Karagöz, "Bu iki kavramı aynı anda kullanalım; medya teknolojileri... Medyanın işlevini değiştiren, geliştiren ve genişleten bir anlama bürünüyor. Medya sektörünün günümüzde ihtiyacı olan bir anlamlandırma bu. Medya ve teknoloji arasındaki simbiyoz, dijital çağın çocuğu olarak tanımlanabilir. Bu ifade, medya ve teknoloji arasındaki karşılıklı bağımlılığı ve birbirini tamamlayan ilişkiyi vurgular. Teknoloji medyayı besliyor, medya teknolojiden besleniyor. Dönüşüm birlikte gerçekleşiyor. Teknolojinin etkisi, medya aracılığıyla sağlanan bilgilere erişimi hızlandırıyor. Bu etki, toplumun daha hızlı ve güncel bilgiye ulaşmasını mümkün kılmakta. Fakat aynı zamanda doğru bilgiyi ayırt etme sorumluluğunu da artırıyor." şeklinde konuştu.

Oxford Üniversitesi ve Reuters Enstitüsü'nün 2023 Dijital Haber Raporu'nu yayımladığını hatırlatan Karagöz, raporda, 2017'de dünya genelinde insanların yüzde 63'ünün haberlere büyük bir ilgi gösterdiği belirtilirken, bu oranın 2023'te yüzde 48'e gerilemiş olmasının dikkat çekici bir trendi ortaya koyduğunu vurguladı.

Teknolojinin ve hızlı bilgi akışının medya sektörünü şekillendirdiği bir dönemde raporun, aynı zamanda dezenformasyonun yükselişiyle ilgili önemli bir sorunu vurguladığına işaret eden Karagöz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsanlar haberden uzaklaşmışlar, tüketmiyorlar. Sokakta gördüğümüz iki kişiden biri, kendi yaşamı ve kendi sosyal dedikodu ortamının dışında hiçbir haberle ilgilenmiyor. Yüzde 48'i ise halihazırda haber tüketmeye devam ediyor. 'Hava durumu yarın ne olacak?' 'Bu seçimleri kim kazandı?' 'Kim kazanacak?' 'Şurada darbe olmuş.' 'Neden? 'Filistin'de insanlar öldürülüyor.' 'Niye?' gibi haberleri tüketiyoruz. Yüzde 48, dünya ortalamasından bahsediyoruz.

Daha politize olmuş toplumlarda bu oran daha yüksek ama ortalamayı aldığımızda insanların yüzde 48'i haber tüketiyor. Bu insanların içerisinde Afrika'dan, Uzak Asya'dan, ABD'den ya da İskandinav bölgelerinden insanlar da var. Hepsinin ortalamasını aldığımızda yüzde 48. Ülkemizde haber tüketimi yüzde 80'lerdedir diye tahmin ediyorum. Çünkü sosyolojik olarak daha politize olmuş bir toplumuz. Teknolojinin ve hızlı bilgi akışının medya sektörünü şekillendirdiği bu dönemde rapor aynı zamanda dezenformasyonun yükselişiyle ilgili önemli bir sorunu vurguluyor aslında. Medya teknolojilerinin hem olumlu hem de olumsuz yönlerini hep birlikte düşünelim. Ne olmuş da insanlar haber tüketiminden uzaklaşmışlar? Bunun en temel nedenlerinden bir tanesi habere duyulan güven bozulmuş. Çünkü ciddi iletişim araçlarının herkesin elinde olması, kolay eleştirilerin olması nedeniyle çok yoğun bir dezenformasyon üretimiyle gerçekleşmiş. Bu dengeyi sağlamak, gelecekte daha sağlıklı bir habercilik ekosistemi oluşturmak adına medya ve teknolojiyi ne kadar daha fazla iç içe birlikte kullanabiliriz? Medya ve teknoloji ne kadar yoğun bir ilişki içerisinde olabilir diye düşündük."

- Haber üretimini şekillendirecek temel unsurlar

Haber üretimini şekillendirecek temel unsurların "dijital güvenilirlik ve etik standartlar", "kişiselleştirilmiş ve interaktif içerik", "veri gazeteciliği ve bilgi doğruluğu" ile "geri bildirim" olduğunu aktaran Karagöz, medya sektörünün söz konusu 4 konuya önem verdiği sürece, buna ilişkin teknolojik yaklaşımlar sergiledikleri sürece insanların doğru bilgiye ulaşmasının önünü de açacaklarını, habere olan ilgiyi yeniden kazanmalarına da sebebiyet verebileceklerini söyledi.

Tüm bu süreçleri Turkcell ana sponsorluğunda, Anadolu Ajansı ve Bilişim Vadisi işbirliğinde düzenledikleri "Medyada Yapay Zekayı Yönetmek Forumu"nda ele aldıklarını hatırlatan Karagöz, forumda hem yapay zekanın habercilik ekosistemini nasıl dönüştürdüğünü hem de etik ve güvenilirlik konularını değerlendirdiklerini bildirdi.

Karagöz, yapay zekanın; son 10 yılda kullanıcı deneyimini önemli ölçüde etkilediğini, akıllı sohbet robotlarından kişiselleştirilmiş reklamlara dek dijital dünyada büyük bir dönüşüm yarattığını ifade ederek, McKinsey tarafından yapılan bir araştırmanın, yapay zekanın 2030 yılına kadar insan emeğinin en az yüzde 30'unun yerini alacağını tahmin ettiğini bildirdi.

Yapay zekanın 2030 yılına kadar çok güçlü bir şekilde hayatın her alanında olacağına işaret eden Karagöz, şöyle konuştu:

"ChatGPT'den bugün senaryo yazdırılıyor, senaristler işsiz kalacak. Reklam metinleri yazdırılıyor, reklam metin yazarlarının sayısı azalacak ya da kendileri bunları ve benzer yapay zekayı daha etkili bir şekilde kullanmayı öğrenecek. Yapay zekaya hükmetmeyi bilen, beceren o yetenekteki insanlara ihtiyacınız olacak. Kurumların, şirketlerin önem verdiği insanlar yapay zekanın yerini alacak insanlar değil, yapay zekanın birçoğu bir enstrüman olarak etkili bir şekilde kullanan insanlardan olacak. Önümüzdeki süreçte bunları göreceğiz ve çok yakın bir süreçte ChatGPT gibi Türkiye de hemen hemen her vatandaşının kullandığı yapay zeka dil modellerine ulaşacak. Bununla ilgili çalışmalar da var. Anadolu Ajansı yine bu çalışmaların merkezinde önemli bir rol üstlenecek. Yapay zeka zemininde daha güçlü işler yapabilmek için yeni teknolojileri konuşmak, bizim için çok büyük önem arz ediyor."

- "Bu hackathon, medya sektöründeki yenilikçi çözümler arayışında önemli bir kilometre taşı"

Serdar Karagöz, bugün Anadolu Ajansı Medya Teknolojileri Hackathonu'nun final etabında birlikte olduklarını, Türkiye'nin dört bir yanında 400'ün üzerinde katılımcı ve 133 takımın başvurduğu bu hackathon'un medya sektöründeki çözümler arayışında önemli bir kilometre taşı olduğunu söyledi.

Seçilen 16 takım ve yarışmacılarının, 8 Ocak-2 Şubat'taki yoğun çevrim içi geliştirme periyodu boyunca medya ve teknoloji alanındaki en önemli sorunlara stratejik çözümler sunmak için çalıştığını aktaran Karagöz, bu süreçte sektördeki uzmanlardan oluşan bir mentör ekibiyle takımlara kendilerinin de rehberlik ettiğini söyledi.

Hackathon'un final etabını Anadolu Ajansı İstanbul ofisinde gerçekleştirdiklerini, burada takımlarının 48 saat boyunca Anadolu Ajansının dinamik atmosferinde medya teknolojileri alanındaki projeleri nihai hale getirdiğini anlatan Karagöz, şunları kaydetti:

"Bu 48 saat boyunca uyumadınız. Genel olarak uykusuz bir maraton, dinamik bir süreç yaşandı. Yaratıcılığın sınırlarını zorladığınızı düşünüyorum. Etkinlik süresince mentörlerimiz ve organizasyon ekibimiz sizlerle birlikte oldu. Bu süreçte çeşitli konularda sosyalleştiniz, sohbet etme imkanı ve deneyim aktarımları da yaşandı. Yine etkinlik kapsamında gerçekleştirilen workshop'lar katılımcılara medya alanındaki güncel gelişmeler, stratejik yönelimler ve sektördeki en son teknoloji trendleri konusunda bilgiler sundu. Burada karşılıklı deneyim paylaşımı yaşandı. 48 saatlik yoğun çalışma süresinin ardından takımlarımız, projelerini jüriye sundular ve jürimiz kazananları belirledi. Bu sürece katılan ve yoğun bir çaba gösteren tüm yarışmacılarımıza teşekkür ediyorum. Başarılarınızın devamını diler, etkinlik boyunca kazanacağınız deneyimlerin kariyerinizde dönüm noktanız olmasını temenni ederim."

- "Bir haber ajansının dünya adaletine katkısı belki pek çok ülkenin total katkısından bile daha büyük hale gelebiliyor"

Bilişim Vadisi Genel Müdürü Erkam Tüzgen, bugünün dünyasında artık bireysel başarının mümkün olmadığını belirterek, takımlar ve işbirliği halinde çalışıldığında ancak başarılı olmanın mümkün olabileceğini söyledi. Tüzgen, "AA Medya Teknolojileri Hackathonu' da Anadolu Ajansı, Bilişim Vadisi ve Turkcell'in işbirliği kapsamında bir ekip olabilmesi ile mümkün hale geldi." dedi.

Yapay zekanın mevcut iş gücüne etkileri üzerine değerlendirmede bulunan Tüzgen, "Serdar Bey mevcut iş gücünün yüzde 30'unu yapay zekanın devralacağını söyledi. Benim burada edindiğim izlenime göre bu oran medya sektöründe daha hızlı olabilir. Şimdiden en azından muhabirlerimizin ve editörlerimizin bir kısmının vazifesini devralmak üzere, onların işlerini kolaylaştırarak daha az sayıda kişi tarafından daha çok iş yapılmasını mümkün kılacak ürünler ve hizmetler geliştirildiğine şahit oldum. Dolayısıyla bu oran beklentimizden daha yüksek ve daha kısa zamanda gerçekleşebilir." diye konuştu.

Tüzgen, yapay zekanın son 1 yılda çok hızlı ve çok derin bir şekilde insan hayatına girdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Biz de ülke olarak milli teknoloji hamlesi vizyonu kapsamında dünyada değişmekte olan alanlara özellikle odaklanıyoruz. Biz bu yarışa savunma sanayisinde doğru adımları atarak girdik ve savunma sanayisi alanında dünyada önemli bir pozisyona geldik. Elektrikli otomobillere iyi bir zamanda girdik. Bu hususta inşallah dünyada söz sahibi bir konumda olmayı arzu ediyoruz. Yapay zekada da şu anda böyle bir yarışın başladığı noktadayız. İnşallah sizlerin gayretiyle, sizlerin emeklerinin neticesinde dünyada iyi bir noktada olabileceğimizi ümit ediyoruz."

Yapay zekanın adil bir şekilde eğitebilirse sonuçlarının da adil olacağını vurgulayan Tüzgen, etik, ahlaki değerler ile desteklenmeyen teknolojik gelişimin insanlığa refah getirmesi beklenirken tam tersi adaletsizlik ve zulüm getirdiğini anlattı.

Tüzgen, bugün bölgede teknolojik olarak en ileri ülkelerinden biri olan İsrail'in dünyadaki en şiddetli zulmü uygulayan ülke olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anadolu Ajansı Gazze'de ilk kez uluslararası bir ajans tarafından açılan haber ofisi bulunuyor. Bu ofis, oradan dünyaya doğru bilgi yayılması hususunda kritik bir önem taşıyor. Dolayısıyla bir haber ajansının dünya adaletine katkısı belki pek çok ülkenin total katkısından bile daha büyük hale gelebiliyor.

Burada doğru bilgiye erişmenin, doğru bilgiyi yaymanın ehemmiyetini de bir kez daha görmüş oluyoruz. Son olarak hayatımızın büyük bölümünü çalışarak geçiriyoruz. Anamızdan-babamızdan daha çok iş arkadaşlarımızı görüyoruz. Çoluk çocuğumuza ayırdığımız vakitten daha fazlasını işimize ayırıyoruz. Dolayısıyla uğruna yaşamaya ve ölmeye değer hedefler için çalışmalıyız. Yaptığımız işleri bu şekilde seçmeliyiz. Ben hayatımızı böyle harcamamız gerektiğine inanıyorum. İnşallah sizler de yapacağınız çalışmalarda dünyada insanlığın refahına ve huzuruna katkı sağlayacaksınız diye ümit ediyorum."

- "Proje ile ilgilendiğimiz için uykusuz kaldığımız birçok gece oldu"

AA Medya Teknolojileri Hackathonu'nun kesintisiz 48 saat süren yüz yüze geliştirme dönemini birinci olarak tamamlayan Deepmind takımının üyesi Emirhan Geçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birinci oldukları için çok mutlu olduklarını ifade ederek, "Bir aylık süreçti ancak son 48 saati çok yoğun geçti. Biz çok iyi hazırlandık, proje ile ilgilendiğimiz için uykusuz kaldığımız birçok gece oldu." dedi.

Efe Öztürkan da birinci olmayı beklemediklerini belirterek, uykusuz geçirdikleri gecelerin karşılığını aldıkları için çok mutlu olduklarını dile getirdi.

Projeleri hakkında bilgi veren Öztürkan, "Projemizle videolara özel, yabancı dil alt yazı eklentisi sağlıyoruz. Ayrıca, buna bağlı olarak etiket sistemini de çalıştırıyoruz. Böylece, istenilen bir videoya, istenilen bir etiket yapay zeka sayesinde kolayla eklenebiliyor." şeklinde konuştu.

Enes Arslan ise bugüne kadar katıldıkları hackathonlar arasında en iyisinin AA Medya Teknolojileri Hackathonu olduğunu belirterek, "Son 48 saatte sadece 2,5 saat uyudum. Yaptığımız proje, hayata geçerse çok fazla sorunun çözümü olacağına inanıyorum. Bence, projemizin bu potansiyeli ona birinciliği getirdi. Projemiz sayesinde, bir dilden başka bir dile hızlı ve akıcı bir şekilde altyazı ekliyoruz. Metinlerin aranılan kısımlarının bulunması ve uzun metrajların özetini çekmek gibi avantajlar da sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.