Genel

"9. Kara Hafta İstanbul Festivali" Alman ve Yunan polisiye yazarlarını ağırladı

- Yazar Metin Celal: - "Türkiye'deki polisiye edebiyatın görünür hale gelmesi ve Türkçede eserleri yayınlanan yabancı polisiye yazarların Türkiye'deki okurla buluşmasını amaçlıyoruz" - "Yeniliklere duyarsız kalmamaya çalışarak, sadece kitaba hapsolmadan bir program yürütmeye çalışıyoruz"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - AİŞE HÜMEYRA AKGÜN - Türkiye'nin tek polisiye edebiyat organizasyonu, "9. Kara Hafta İstanbul Festivali"ne Almanya ve Yunanistan'dan katılan polisiye yazarları kitapseverlerle bir araya geldi.

DenizBank ana sponsorluğunda düzenlenen etkinliğe ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan festival komite üyesi ve yazar Metin Celal, her yıl Pera Palace Hotel'in festivalin ana mekanı olduğunu belirterek, Pera Palace ekibinin düşüncesiyle festival yolculuğunun başladığını söyledi.

Celal, Pera Palace Hotel'in polisiye denilince Türkiye'de akla ilk gelen mekan olduğuna işaret ederek, "Agatha Christie gibi, birçok polisiye yazarı burada kalmış. Mesela James Bond'un yazarı Ian Fleming de burada kalmış zamanında. Yola çıkışımız böyle oldu." dedi.

Bu yıl festivalde Goethe Enstitüsünün festival partneri olduğunu aktaran Celal, bugün yapılacak birçok programın da enstitüde gerçekleşeceğini aktardı.

- Festivalde bu yılın odak ülkesi Almanya ve Yunanistan

Metin Celal, festivalin kapanış programına Alman polisiye yazarı Wolfgang Schorlau'nun konuk olacağını kaydederek, "Schorlau'nun bütün polisiyeleri Türkçe yayınlandı. Bir belgesel polisiye yazarı diyebiliriz ona. Almanya'daki Türk Cinayetleri diye, bir zamanlar art arda gelen olayların da romanını yazmış birisi. Çok güncel olayları yazıyor ve neredeyse katilleri de bulup gösteriyor. Öyle ilginç bir kişi." değerlendirmesini yaptı.

Polisiye yazarlarının önemine işaret eden Celal, festivalin amacına da değinerek, şunları kaydetti:

"Biz esas olarak Türkiye'deki polisiye edebiyatın görünür hale gelmesi ve Türkçede eserleri yayınlanan yabancı polisiye yazarların Türkiye'deki okurla buluşmasını amaçlıyoruz. Bunda da herhangi bir ayrım yapmıyoruz. Yani polisiye yazan bütün arkadaşlar bizim için kıymetli. Muhakkak festivaldeki bir oturumumuz yeni polisiyeler oluyor. Orada ilk kitapları çıkmış arkadaşlarımızı misafir ediyoruz. Bunun dışında bu sene ağırlıklı olarak Yunan polisiyeleri konusu vardı. Petros Markaris'i ve Yunan polisiye yazarlarını ağırladık."

Celal, Yunan polisiyelerin Türk okuruna çok yakın olduğunun altını çizerek, "Zaten Petros Markaris, 'Ben İstanbulluyum' diyor. Türkiye'de çok meşhur. Kendisini seviyoruz. Diğer Yunan polisiyelerini tanıyalım istedik. Belki iki ülke arasında polisiye edebiyatı üzerinden bir dostluk gelişir diye düşünüyoruz. Wolfgang Schorlau ise bizim ilgimizi çeken konuları ele alıyor eserlerinde. Almanya'da yaşayan Türklerle yakın ilgisi var. Onu da festivalimizde 5 yıl evvel misafir etmiştik. Tekrar davet ettik." ifadelerini kullandı.

- Bu yıl "Polisiye Edebiyatına Katkı Ödülü" Algan Sezgintüredi'ye verildi

Her sene festival kapsamında verilen "Polisiye Edebiyatına Katkı Ödülü"nün bu yıl Polisiye Yazarlar Birliği Başkanı Algan Sezgintüredi'ye takdim edildiğini aktaran Celal, "Bizim aslında festival programımız her sene kısa ve öz. Genelde 2 gün sürer. Bu sene 3 gün oldu. Umut ediyorum gelecek yıllarda da festivale devam edeceğiz. Çünkü sürekli artan bir dinleyici ve okur ilgisi var. Her yıl festival daha kalabalık oluyor. Son 2 yıldır mecburen programı hafta içi yapmamıza rağmen önceki yıllardan da daha fazla katılımcı oldu." dedi.

Yazar Metin Celal, her sene festival sona erdikten sonra değerlendirme toplantıları yaptıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yapıyı sürdüreceğiz. Bu yıl, Işıl Işık gibi sosyal medyada polisiyeyle ilgili kendine has çalışmaları olan, kitapları da çok okunan yazarları da ağırladık. Podcast yapanları da davet ediyoruz. Böylece yeniliklere duyarsız kalmamaya çalışarak, sadece kitaba hapsolmadan bir program yürütmeye çalışıyoruz. 1950'li, 1960'lı yıllarda Türkiye'de çok polisiye okunuyormuş ama sonra bir kesinti var. 1990'ların sonuna 2000'lerin başına kadar yani Ahmet Ümit romanları çıkana kadar bir kesinti var. Ahmet Ümit bu alanda bir etki yarattı. Zaten festivalin fikir babası da odur ve yarattığı etkiyle birçok polisiye yazarı çıktı. Mesela 140 üyeli bir Polisiye Yazarlar Birliği olmuş. Bu çok ciddi bir rakam. Bu da polisiyenin geliştiğini gösteriyor. Aynı zamanda yabancı yazarlardan çok çeviri yapan bir ülkeyiz. Özellikle İngilizceden çok polisiyenin çevrildiğini biliyoruz. Onlara gösterilen ilgi de bize veriler veriyor. Onun ötesinde festivali izleyenlerin sayısının artması da bu işin geliştiğini düşündürüyor."

Festival bugün Goethe Enstitüsü'nde "Kitaptan Ekrana: Polisiye Kurgunun Uyarlaması" programı ile Alman yazar Wolfgang Schorlau'nun konuşacağı "Alman Polisiyesi 'Koruyan El'" başlıklı söyleşilerin ardından sona erecek.