Manisa'da kar yağışı etkili oldu Manisa'da kar yağışı etkili oldu
Naz Akman/ANKARA 2018 yılında amatör bir şekilde üç kişi tarafından başlatılan Kafessiz Türkiye Kampanyası, imzaya açıldığı Change.org’da yüzbinlerce kişiye ulaştı. Endüstriyel hayvancılıkta en fazla etkilenen grupta yer alan yumurtaları için yetiştirilen tavukların, kümeslerde A4 kâğıdı büyüklüğünde bir alanda ömürlerini geçirmek zorunda kalmalarına yönelik mücadele eden kampanyaya her geçen gün daha fazla marka destek veriyor. Tavukların kafeslerde yaşadığı eziyeti azaltmak için marketler, restoranlar, oteller, kafeler gibi yumurtanın kullanıldığı alanlarda kafes yumurtasının tüketimini engellemeye çalışan Kafessiz Türkiye Kampanyası, 2020 yılında Çiftlik Hayvanlarını Koruma Derneği’ni kurarak mücadelesini yürütmeye devam ediyor. En fazla acı çeken en yüksek sayıda hayvanın eziyet görmesini engellemeye çalışan kampanya aracılığıyla veriye dayalı sonuç almaya yönelik etkili girişimlerle Türkiye’de şimdiye kadar milyonlarca hayvanın eziyetten kurtarılması sağlandı. Kafeslerde gıda zehirlenmesine neden olan Salmone bakterisi riski yüksek 1-1,5 yıllık yaşamını kafesten çıkmadan A4 kâğıdı büyüklüğünde alanda geçiren tavuklar, kanatlarını çırpamıyor, toprağı eşeleyemiyor, kolluk ihtiyacını veya tüneme, kanat açma gibi temel ihtiyaçlarını bu alanda karşılayamıyor. Ayrıca tellere sürtünmekten, birbirlerine değmekten veya stresten vücutlarında çeşitli yaralar oluşan tavuklar daha fazla antibiyotik kullanmak zorunda aklıyor, bu da antibiyotik dirençlerinin düşmesine yol açıyor. Öte yandan Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu tarafından yapılan araştırmada, kafes sisteminde gıda zehirlenmelerine yol açan Salmone bakterisinin daha yaygın olduğunu ortaya koyarak insan sağlığı açısından risk taşıdığını da belirtiyor. Balmumcu, “Migros’un hala kafes yumurtası satması kabul edilemez” Tüm bu gerekçeler nedeniyle kafes sisteminden kümese geçişin tavukların hayatında büyük bir refah artışına neden olabileceğini söyleyen Kafessiz Türkiye İletişim Direktörü Seda Balmumcu, Metro, Macro Center gibi market zincirlerinin kampanyaya destek vererek kafes yumurtasına son verilmesi konusunda önemli bir adım attıklarını belirtti. Balmumcu, “Şimdiye kadar 70 marka bizlere taahhüt verdi. Gelecek dönemlerde de CarrefourSA, Koç Holding gibi kafes yumurtası satışı yapmayacaklarını taahhüt eden markalarımız mevcut. Bu anlamda büyük bir market zinciri olan Migros’u da kampanyaya destek vermesi konusunda sık sık davetlerde bulunuyoruz. Migros’u neden önemsiyoruz çünkü Migros sahip olduğu mağaza sayısıyla kampanyaya destek vermesi durumunda beş milyonu aşkın tavuğun eziyetine son verebilecek güçte. Ayrıca sık sık ‘iyi tarım, iyi gelecek, iyi yumurta’ söylemlerini kullanan Migros’un hala kafes yumurtası satması kabul edilemez” dedi. “Macro Center, 100 binden fazla tavuğun hayatını olumlu yönde etkiledi” Balmumcu kampanyanın başlamasına yönelik süreci ilişkin ise “Endüstriyel hayvancılıkta en fazla etkilenen yumurtaları için yetiştirilen tavuklar. En düşük maliyetle en büyük etkinin yaratılması noktasında da yumurtası için yetiştirilen tavukların kafes sisteminden kurtarılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. İlk olarak Migros’a yönelik bir kampanya başlatıldı, 130 binden fazla imza toplandı. Ama Migros o dönemlerde yumurta politikasında bir değişikliğe gitmedi. Kampanya sürerken, Metro marketler, Aslı Börek gibi yerlerden taahhütler alamaya başladık. Kampanya giderek büyüyordu, bunun üzerine 2020 yılında Çiftlik Hayvanlarını Koruma Derneği kuruldu. Kampanyada bu çatı altında yürütülmeye devam edildi. Macro Center marketlerinde kafes yumurtası satılmadığını iddia etmişti ancak satıldığını tespit ettiğimizde kafes yumurtasından vazgeçtiler. Bu 100 bin hayvanın hayatını etkileyen bir gelişme oldu. Macro Center, 100 binden fazla tavuğun hayatını olumlu yönde etkiledi. 70’ten fazla global yerli marka taahhüt verdi, bunun fazlasın hedefliyoruz. Migros tüm mağazaları için aynı taahhüttü verirse çok daha fazla tavuk kümeste yetişmeyecek” bilgisini verdi. Kafes eziyetini bitirmek mümkün mü? Markalar aracılığıyla kafes eziyetinin azaltılabileceğini ifade eden Balmumcu, “Bu eziyeti azaltmak mümkün. Biz kampanya olarak üretici ile görüşmüyoruz. Tedarik zincirinin herhangi bir noktasında yumurta kullanan oteller, marketler, restoranlar, kafeler ile iletişime geçiyor bu konuda talebimizi iletiyoruz. Bizim Kafessiz Türkiye olarak yapmaya çalıştığımız şey, dünyada da yapılan girişimlerden biri. Kampanyaya karşı, 80 milyonu aşkın insana yumurtayı nasıl yetiştireceğiz? şeklinde sorular alıyoruz ancak Avrupa’da da kademli bir şekilde kafessiz yumurta sistemine geçiliyor, 2027 yılında kafes sistemi tamamen yasaklanacak. Onlara yetiyorsa bizim ülkemizde de kafessiz üretilen yumurtalar herkese yeter. Türkiye’de zenginleştirilmiş kafeslerin uygulanması için bir yasa tasarısı var ancak uygulama kısmı maalesef ileri bir tarihe atılmış halde. Dolayısıyla yasal alt yapı henüz yok o nedenle denetimler yapılmıyor. Amacımız markaların taahhüt vermesini sağlamak” sözlerine yer verdi. Hedef, yıllık 175 bin tavuğu kafesin dışına çıkarmak! Yıllık 175 bin tavuğun özgürce yumurtlamasını sağlamayı hedeflediklerini bildiren Balmumcu, 2018 yılı itibariyle Avrupa Birliği yönergelerine uymak için uygulanan yumurta kodlarının Türkiye’de de uygulandığı bilgisini vererek, “Kafes sistemi terk edildiğinde tavuklar özgür olacak mı? hayır. Elbette kümes sistemleri de benzer şekilde olsa da sadece kafeste çektikleri eziyeti azaltmayı çabalıyoruz. Bir markanın bir tüketicinin mutfağında yapacağı değişim hayvanlar için bambaşka bir etkiye neden olabilir. Dolayısıyla bizlere destek olmak isteyenlerin öncelikle kampanyamıza imza vermesini ardından ise üzerinde 3TR şeklinde başlayan kodlu yumurtaları tercih etmemesini talep edebiliriz. Elbette tüketim alışkanlıklarının değişmesi zorlu olacaktır. Bu kodlar hakkında kamuoyunu da bilgilendirmek gerekiyor. Yumurtaların üzerinde 3 ile başlayanlar yumurtanın kafes sistemiyle üretildiğini 2 ile başlayan kümes sistemini, 1 serbest gezen tavukları son olarak 0 ise organik yumurtayı belirtiyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’de faaliyet gösteren ve kafessiz yumurta taahhüdü veren 51 ve henüz taahhüt vermemiş 41 firma olmak üzere toplamda 90’ı aşkın firmanın yer aldığını ortaya koyan 2022 yılı Yumurta Raporu’na ilişkin verileri de paylaşan Balmumcu öncelikli hedeflerinin tavukların yaşam ve temel ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamak olduğunu belirtti. 2022 Yumurta Takip Raporu’nda dikkat çekici veriler 2022 Yumurta Takip Raporu, Türkiye’deki şirketlerin yumurta tercihlerinin takibini sağlayan tek belge olma özelliğini taşıyor. Rapora göre 2022 yılı itibariyle Türkiye’de operasyonlarını yürüten ulusal ve yabancı birçok marka, tüketicinin artan şeffaflık talebine ve hayvan refahına uygun üretim arzusuna sessiz kalmayarak kafes yumurtasını terk etmeyi taahhüt ediyor. Kafes tavukçuluğu, endüstriyel hayvancılık uygulamaları arasında hayvanlara en çok eziyet eden yetiştirme yöntemi. Türkiye’de sadece yumurtası için yetiştirilen 120 milyon tavuk var ve bu tavukların 100 milyon kadarı, yumurta endüstrisinin kârlılığını artırmak için bir A4 kağıdından daha küçük bir alana hapsedilerek ömrünü güneş görmeden geçiriyor. “Türkiye’de her 10 insandan yaklaşık 8’i, kafes sistemlerinin yasaklanması gerektiğini düşünüyor” Bu sayının ne kadar büyük olduğunu anlamak için bir karşılaştırma yapmak gerekirse, sokak hayvanlarının sayısı Türkiye’de en yüksek tahminlere göre 8 milyon civarında. Yani ülkemizde kafeslerde eziyet gören hayvanların sayısı, sokak hayvanı sayısının 12 katından daha fazla. Konda Araştırma ve Danışmanlık’ın Ocak 2021’de gerçekleştirdiği ankete göre kamuoyunda endüstriyel kafes sistemlerinin kullanılmasına karşı olan görüş̧ yaygın; Türkiye’de her 10 insandan yaklaşık 8’i, kafes sistemlerinin yasaklanması gerektiğini düşünüyor. Tüketicilerin yüzde 82’si ise tavukların endüstriyel kafeslerde yetiştirilmesini doğru bulmadığını belirtiyor.

Editör: Ahmet Ertüm