Duvar'dan Can Bursalı'nın haberine göre; Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Hatay'da yıkılan binalardan biri de, Antakya ilçesindeki Nilüfer Apartmanı'ydı. Binanın enkazından 56 kişinin cansız bedeni çıkarıldı. Başlatılan soruşturmanın ardından dava açıldı, binanın müteahhidi Murat Fuadoğlu ve yapı denetim uzmanı Haşim Erarslan tutuklu yargılanıyor.
Müteahhit ve denetçi tutuklu
2019 yılındaki yerel seçimlerde AKP'den Belediye Meclis Üyesi seçilen müteahhit Murat Fuadoğlu ve yapı denetim uzmanı Haşim Erarslan'ın ve 10 tutuksuz sanığın 22 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasının istendiği davanın bir sonraki duruşması 23 Eylül'de Hatay 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Depremden sonra soyadını değiştirdi
Fuadoğlu'nu savunan isim ise, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili olarak görev yapan avukat Murat Aydın. Önceki soyadı Koku olan Fuadoğlu'nun Belediye Meclis üyesiyken mahkeme kararıyla yaptığı değişiklik, Nilüfer Apartmanı davasının duruşma tutanaklarına da yansıdı. Depremden sonra soyadını değiştiren Fuadoğlu, 2023 yılının nisan ayından beri tutuklu.
CHP'li avukatla anlaştı
Fuadoğlu'nun belediye meclis üyesi olarak görev yaptığı dönemde, Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı CHP'li Lütfi Savaş'tı. Fuadoğlu, muhalefet grubunun temsilcisiydi. AK Partili Fuadoğlu tutuklanıp cezaevine girdikten 1 yıl sonra, geçen nisan ayında CHP'li Murat Aydın'la avukatlığını yapması için anlaştı.
Nilüfer Apartmanı'nda hayatını kaybedenlerin avukatlarından Naim Eminoğlu, Gazete Duvar'a yaptığı açıklamada, "Bu dosya, Antakya'da apartmanlar yapılırken muhalefet ile iktidar partilerinin nasıl işbirliği yaptığını göstermesi açısından çarpıcı oldu. Bir katliam yaşandı ve AKP ile CHP bu katliamda birlikteydi" dedi. Eminoğlu, "AKP'li Fuadoğlu'nun avukatlığını yapan CHP'li meslektaşımız, savunmasında depremin şiddetinin çok yüksek olduğunu, bizlerin savunmalarının ise ajitasyon niteliğinde olduğunu söyledi" ifadelerini de kullandı.
Avukat Murat Aydın ise, deprem davalarında herkesin maddi gerçeğin peşinde olması gerektiğini belirterek "Kimsenin siyasi pozisyonu, kişiliği ve siyasi geçmişine bakarak değerlendirme yapmam. Bunu kişilerin hakları bakımından da yanlış bulurum" dedi.
