50 yaş üzeri aşılanıyor

Utku ŞENSOY Nisan ayında normalleşmeyi erken yaptık, aşılamada geç kaldık, bu zamana kadar,16 milyon kişiye birinci, 12 milyon kişiye de ikinci doz aşı uygulandı, bu da nüfusumuzun ancak yüzde 15’i anlamına geliyor. Neyse ki geç de olsa imzalar atıldı, önümüzdeki haftalarda 3 farklı aşıdan toplam 270 milyon doz aşı gelecek. Amerika Birleşik Devletleri ise yaklaşık 170 milyon kişiye Covid-19 aşısı uyguladı. ABD Başkanı Joe Biden, “normalleşmeye son 14 ayda olduğumuzdan daha yakınız” mesajı verdi. *** [caption id="attachment_212899" align="alignleft" width="700"] Vuhan'daki Viroloji Enstitüsü P4 laboratuvarı[/caption] VİRÜS MÜHENDİSLİK ÇALIŞMASI MI? Tüm dünya virüsle mücadele ederken, açıklanan bir rapor büyük bir etki yarattı. 3 buçuk milyondan fazla insanın yaşamına mal olan, ülkelerin ekonomisini alt üst eden Korona Virüsle ilgili, Çin’deki bir laboratuvardan çıktığına ilişkin kapsamlı bir rapor yayınlandı. St. George's Üniversitesi Onkoloji Profesörü Dalgleish ve Norveçli bilim insanı Dr. Sørensen' in hazırladığı 22 sayfalık Korona Virüs raporu, bilim ve siyasette deprem etkisi yarattı. Rapora göre, “Virüsü ABD ve Çin laboratuvarda geliştirdi, izleri örtmek için üzerinde oynandı”. Söz konusu rapor, salgının ortaya çıkışıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirirken, virüsün “ABD ve Çin'in, Gain of Function isimli araştırması kapsamında ortaya çıktığı” öne sürüldü. Dalgleish ve Sørensen, çalışmaların izlerini gizlemek için “virüs üzerinde tersine mühendislik uygulandığını” iddia etti. Rapora göre, Obama döneminde ABD’de bu projenin yasaklandığı, ancak Wuhan Viroloji Laboratuvarı’nda çalışmaların devam ettiği belirtildi. Wuhan Viroloji Laboratuvarı’nda görevli olan kişilerin Korona virüsü belirtileriyle hastaneye kaldırıldıkları, Beyaz Saray’a 2019 sonunda sunulan bir istihbarat raporlarında ortaya çıkmıştı. Çin ise, yüksek güvenlikli laboratuvardan, izinsiz bir damla suyun bile çıkmasının imkansız olduğunu belirterek, Korona virüs salgınının Wuhan’da başladığı iddialarını reddetti. *** SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞİDDET SÜRÜYOR Sağlık çalışanlarının 7x24 aralıksız süren özverisi sayesinde Korona Virüs belasından kurtulma yolunda önemli adımlar atılırken, sağlık ordumuza yönelik saldırılar sürüyor. Son olarak, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir hasta tarafından bıçaklı saldırıya uğrayan Doktor Ertan İskender’in hayati tehlikesi devam ediyor. Bu tür iğrenç saldırıları yapanların, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde sağlık haklarından ömür boyu mahrum bırakılıp toplumdan tecrit edilmesi gerekir. *** PEKER’İN REKOR KIRAN PAYLAŞIMLARI Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in yurtdışından sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar siyasi kulislerde yankı bulmaya devam ediyor. Peker’in Pazar günü yayınlanan “Suriye’ye giden silah dolu tırları ve para trafiği” iddialarının yer aldığı sekizinci videosu da izlenme rekorları kırdı. Peker, Suriye’deki Bayırbucak Türkmenlerine, TIR'larla gönderilen askeri teçhizat ve silahlarla ilgili olarak bu işlemin, TSK’den “irticai faaliyetler” nedeniyle atılan askerlerin öncülüğüne kurulan SADAT (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) tarafından organize edildiğini söyledi. Organize suç örgütü lideri, silahlı cihatçı Selefi örgüt, El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra’ya da silah gönderildiğini iddia etti. Öte yandan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ nun canlı yayınlarda kendisinden önceki bakan ve emniyet görevlilerini hedef gösteren açıklamaları ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ın “toplum rahatsız” sözleri de kamuoyunda dikkatle izlendi ve sosyal medyada “devlette kriz var” yorumları yapılmaya başlandı. Ak Parti eski Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran da, partisinin Erzurum Milletvekili Selami Altınok'a, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'e verilen koruma tartışması üzerinden sert tepki gösterdi. Selami Altınok, Sedat Peker’e verilen korumanın belgelerine ilişkin, “resmi sıfat ve görev taşıyan kişiler haksız bir şekilde ifşa ve itham edilmiştir” ifadelerini kullanırken, İşbaşaran, “Sedat Peker‘e İstanbul Emniyet müdürü olarak koruma polisleri tahsis eden sensin” dedi. Şimdi sırada Sedat Peker’in 9’ncu paylaşımı var. Görünen o ki, organize suç örgütü liderinin paylaşımları, çocukluğumuzda merakla dinlediğimiz, “arkası yarın radyo tiyatrosu” gibi bir süre daha siyasetin ve kamuoyunun gündeminde kalıp reyting rekorları kırmaya devam edecek. *** GENÇLİK MUTSUZ, UMUTSUZ, İŞSİZ Ülkemizin geleceği gençlerimiz Pandemi döneminde daha da mutsuz ve umutsuz oldu, işsizlik bu kesimde daha belirginleşti. Salgın döneminin yarattığı krizin yükünü bu genç kesim daha da fazla hissediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Gençlik 2020” verilerini yayımladı. Ülke nüfusunun yüzde 15,4’lük kesimini oluşturan 18-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde kendini mutlu görenlerin oranı yüzde 47’ ye geriledi. Ülkemizin geleceği gençlerimiz, hiç olmadığı kadar çaresiz ve umutsuz. İşsizlikten bunalan gençlik, umutsuzluğa sürüklenip iş bulma ümidini kaybedip iş aramaktan vazgeçmeye başladı. En kötüsü de bu yaş grubundaki işsizlik artarken, 15-19 yaş arasındaki gençlerde iş bulma ümidini yitirenlerin sayısının yüzde 72 artış göstermesi. Gelecekten umudunu yitiren bu mutsuz gençler, ne okuyor ne çalışıyor, iş gücü piyasasından çekilip, eve kapanıyor. *** KANAL İSTANBUL’UN TEMELİ AY SONUNDA ATILIYOR! Çamlıca TV-Radyo Kulesi'nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çamlıca'da faaliyete geçen kulemizi yeni dönemin en önemli yatırımlarından ve sembol eserlerinden biri” olarak gördüğünü vurgularken, denizi, Boğaz'ı, adaları, tepeleri, köprüleri ve camileriyle İstanbul’un her geçen yıl daha da güzelleştiğine değindi. Erdoğan, “Haziran ayının sonunda Kanal İstanbul'u şehrimize kazandırmak üzere temelinin atılacağını” duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kanal İstanbul'un sağında, solunda altı köprülü 2 şehir inşa edeceğiz. Bu 2 şehirle İstanbul bir başka olacak" şeklinde konuştu. Demektir ki Temmuz ayında nur topu gibi bir tartışma konumuz olacak. *** PES DEDİRTEN SAYGISIZLIK! Ülkenin onlarca yüzlerce sorunu çözüm beklerken, ülkenin kurucularına, yaşamlarını borçlu olduklarına hakareti maharet sanan bir güruh türedi. Ülkemizin kurucuları büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yanı sıra başka dinlere saygısızca ve ırkçı saldırılarda bulunan bu kesim, yüce dinimizi de kendi çıkarları için manipüle ediyor. 19 Mayıs’ta bir kez daha gördük, Atatürk kompleksinden arınamayan bu zihniyet, milli bayramlarımızı “Atatürk” adını zikretmeden geçirmeyi maharet sanıyor. Bu tür saygısızlıklar için söylenebilecek çok şey var ama biz onları her zamanki gibi Allah’a hava ediyoruz.