Kültür-Sanat

34. Ankara Film Festivali, üçüncü günü geride bıraktı

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 34. Ankara Film Festivali, üç günü geride bıraktı. . Festivalde dün, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nın ve yabancı film seçkisinin gösterimleri vardı.

Abone Ol

Haber Merkezi - Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen, AB Türkiye Delegasyonu, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Çankaya Belediyesi tarafından desteklenen 34. Ankara Film Festivali tüm hızıyla devam ediyor. Festivalde dün, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nın ve yabancı film seçkisinin gösterimleri vardı. Günün ilk yarışma filmi Kerem Soyyılmaz’ın Rodakis’i Ararken belgeseli oldu. “Rodakis’i Ararken”, Türkiye ve Yunanistan halklarını bir mezar taşı üzerinden birleştiren, tarihi kopuklukları gözden geçirirken yeni yaklaşımlar getiren bir belgesel. Ulus devlet yaratım sürecinde gözden kaçmış olan, din bazlı ayrışmanın basit insanların basit hayatları üzerindeki etkisine dair, nüfus mübadelesi ve cumhuriyetin 100. yılında anlamlı bir hikaye. Filmin yönetmeni Kerem Soyyılmaz, ‘Filmle ilgili fikrin ortaya çıkmasının bizim evde çıkmasıyla bir ilgisi var, yoksa hiç kalkışmazdım bu işe. Ev konseptini sorgulatan bir fikir gibi geldi. Belgesel yapmayı düşünmemiştim aslında. İzleyiciye canlandırma yaptığımızı göstermek için kurguya bozuk şeyleri de koydum. Bu hikaye Anadolu coğrafyasının herhangi bir yerinde yaşanabilecek bir hikaye; büyük bir şeylerin üstünde yaşadığımız ve biraz da üstleri kapatıldığı için. Geçmişe sağlıklı bir bakış yakalamamız gerektiğini düşünüyorum, ‘dedi.

Eylem Kaftan imzalı Bir Gün 365 Saat’de bugün seyirciyle buluştu. Bir Gün 365 Saat aile içi şiddete ve tacize uğramış ve bu şiddete karşı verdikleri hak mücadelesini birbirlerine tutunarak kazanmış, üç genç kadının; Reyhan, Asya ve Leyla’nın öyküsünü anlatıyor. Belgesel yarışmasının son filmleri Duvar ve Flanöz de seyirciyle buluştu. Evrim İnci imzalı Duvar, Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil eden ilk kadın paralimpik tenisçi olan Büşra Ün’ün günlük yaşamından spor kariyerine giden yolda hayata karşı duruşu ve yaptığı fedakârlıklara dair süreci anlatan bir belgesel. İnci filmiyle ilgili şunları söyledi. ‘İzmir Buca’da yaşıyorum, Büşra da öyle. Biz belgesel çekmeyi konuşmuyorduk ama dışarı çıkıp sohbet ederdik. Sonra ben senin belgeselini çok farklı bir şekilde yapmak istiyorum dedim, o da kabul etti. Masalsı bir hikâye yapmak amacımızdı. Bu belgeselde bir senarist var, normalde belgesellerde senarist olmaz. Biz onun altı ay boyunca hayat hikayesini dinleyip ona bir metin sunduk, o da kabul etti ve bu şekilde çekmeye başladık. Konuşan kafalar yapmayacağım belgesellerimde, yenilikçi ve farklı bir dil yakalamaya çalışıyorum. O yüzden kimseyi kameraya bakarak konuşurken görmüyorsunuz. Büşra konuşmasıyla, yaşadıklarıyla, karakteriyle pek bizim dünyamızda yaşamıyor, çok etkilendiğimiz, şaşırdığımız ve ağladığımız noktalar oldu. Bu belgesel birçok insana göre başarı hikayesi, ama Büşra’ya göre herkes kadar başarısızım dediği bir hikaye.’

Flanöz ise, Vahit Sarıtaş imzası taşıyor ve eşinin ani ölümüyle sarsılan Emine’nin köyden kente yaptığı yolculuktaki içsel dönüşümünü anlatıyor.  İçsel bir değişimle şiirler yazan ve geçmişteki anılara tutunan Emine onlarda hem teselli buluyor hem de rehberlik… Festivalde ayrıca uluslararası seçkiden de güçlü örnekler seyirciyle buluştu. Marco Bellocchio  imzalı Kidnapped / Rapito filminde 1858 yılında kaçırılan ve Katolik yapılan Yahudi bir çocuğun hikâyesini anlatıyor.


Almanya’da yaşayan Türk yönetmen İlker Çatak imzalı Öğretmenler Odası/ The Teacher’s Lounge seyircinin ilgi gösterdiği ve beğendiği yapımlardan biri oldu. Almanya’nın Oscar Adayı olarak seçilen filmde Öğretmen Carla Nowak, öğrencilerinden birinin velisinin hırsızlık yaptığından şüphelenmesi üzerine olaya müdahale etmeye karar verir. İdealleri ve okul sistemi arasında kalan Nowak'ın eylemlerinin sonuçları onu yıkmakla tehdit eder. Nanni Moretti imzalı Güzel Günler / A Brighter Tomorrow  bir film yönetmeni olan Giovanni’nin 1956'da  çektiği filmden memnun olmaması ve yapımcı olan karısının da kendisiyle ilgilenmemesi üzerine geçen süreci anlattığı filmi bu yıl Cannes’da yarıştı.

Vlad Petri imzalı Devrimler Arası / Between Revolutions filminde 1970’lerde Bükreş’te tıp okurken dostluk kuran Zehra ve Maria’nın hikayesini anlatıyor. 1979'da Şah'a karşı devrim patlak verdiğinde, Zehra değişim umuduyla İran'a geri döner ancak umduğu gibi olmaz ve bir daha Romanya'ya geri dönemez. Sonraki on yıllar boyunca, yaşamları için savaşan kadınlar olarak mücadelelerini ve farklı yönlerde ilerleyen ülkelerinden bahseden mektuplar yazarak birbirleriyle iletişimlerini sürdürürler. Aralarındaki mesafeye ve engellere rağmen birbirlerine duydukları özlem baki kalır.

David Redmon, Ashley Sabin imzalı belgesel Kim’in Videoları/ Kim’s Video New York'taki film kiralama mağazası Kim's Video’nun 2008’de kapanana kadar geçirdiği süreci anlatıyor.  Dükkan 2008'de kapandığında, 55.000 VHS kaset ve DVD'den oluşan koleksiyon Sicilya'ya gönderilir. Yönetmen David Redmon ve Ashley Sabin, Kim'in koleksiyonunun akıbetini araştırır. Film 2023 Sundance Film Festivalin’de prömiyerini yapıp NEXT Yenilikçi Ödülüne aday gösterilmişti.