Naz Akman

Prof. Dr. Semih Güneri, “Hurri Kültürünün Tunçtan Tanrısal Heykelcikleri”, “Türk-Altay Kuramı” ve “Türklerin Prehistoryası” kitaplarını Ankara’da düzenlenen toplantıyla tanıttı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Necip Fazıl Kısakürek Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, Türklerin erken tarih yolculuğu, Anadolu tunç çağı arkeolojik kültürel geleceğine ilişkin analiz, Cumhuriyet'in 100. yılında yeni bir Türk tarih tezi olarak değerlendirilen Türklerin erken kültür tarihini arkeolojik belgeler üzerinden, arkeolojik araştırma yöntemleri kullanılarak yazılan ve dünyada bugüne kadar yapılmış ilk ve tek akademik çalışma olan Türklerin Prehistoryası arkeolojik perspektifle anlatıldı. 

Sibirya'dan Göbeklitepe'ye aktarılan yeni arkeolojik belgeler ve baskı yöntemiyle üretilen taş aletlerin bulunması üzerine, 30 bin yıl önce Sibirya'dan çıkan ve bütün Asya'ya, Doğu ve Kuzey Avrupa'ya yayılan Orta Asya dağ koridoru kullanarak Zagroslara ulaşan kitle göçlerinin Göbeklitepe kültürü alanlarına Kuzey Irak üzerinden ulaşabildiklerini belirten Prof. Dr. Güneri bu anlamda Sibirya-Göbeklitepe hipotezini ortaya koymuştu.

NATO'dan Baltık Denizi'ndeki altyapı saldırılarına kınama NATO'dan Baltık Denizi'ndeki altyapı saldırılarına kınama

3-49

Sibirya-Göbeklitepe kültürel ilişkileri

Güneri kitaplara ilişkin, “25 yılı aşkın süre içinde kendi araştırmalarımız sonucu elde ettiğimiz arkeolojik belgeler üzerinden yaptığımız tüm çalışmaları bu kitaplarda bir araya getirdik. 'Türk-Altay Kuramı' kitabı yarı kuramsal yarı gerçek arkeolojik belgelere dayanıyor. 12 yıl 'Hurri Kültürünün Tunçtan Tanrısal Heykelcikleri' üzerinde çalıştım. Diğer kitabım ise bu iki kitapla ilgili ancak içerik ve format olarak daha geliştirilmiş bir kitap. Yeni bir Türk tezi olarak, ‘yeni’yi tırnak içinde söylemek lazım. 100 yıl önce Atatürk ve arkadaşları tarafından ortaya atılan Türk tarih tezi hipotezine benzer ortak ve farklı yönleri de olan bir hipotez. Bu hipotez tamamen arazi çalışmaları sonucunda elde ettiğimiz arkeolojik belgeler üzerinden yapılan bir hipotezdir. Ama büyük ölçüde arkeolojik belgelere yani maddi kültür belgelerine dayanır. Bu üç kitabın özeti olarak Sibirya-Göbeklitepe kültürel ilişkileri diyebiliriz. Sibirya'dan Zagroslara ulaşan ve Kuzey Irak üzerinden Anadolu'ya gelen göçler arkeolojik belgeler ile kanıtlanıyor. Dolayısıyla kitapların ortak yönü de Sibirya-Göbeklitepe kültürel ilişkileri diye tanımlanabilir” dedi.

Muhabir: Naz Akman