ANKARA (AA) - Anadolu Ajansı (AA), Polis Akademisi Başkanlığı ve TİKA'nın işbirliğiyle savaş, afet ve olağanüstü hallerde görev yapacak operasyonel muhabirlerin yetiştirilmesi amacıyla, 10'u AA personeli, 15'i farklı ülkelerden 25 kursiyerin katıldığı "24. Dönem Savaş Muhabirliği Eğitimi" başladı.
Yeni dönem eğitiminin başlaması dolayısıyla Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü'ndeki AAtölye'de tören düzenledi. İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende, AA Savaş Muhabirliği Eğitimi'nin tanıtım filmi izlendi.
AA Haber Akademisi Müdürü Alptekin Cihangir İşbilir, bu dönem düzenlenen eğitimle, savaş muhabirliği eğitim programının bu yılki bölümünün tamamlandığını söyledi.
İşbilir, eğitimin, Polis Akademisi Başkanlığı işbirliği ve TİKA'nın desteğiyle 15 ülkeden 15 gazetecinin katılımıyla gerçekleştirilen uluslararası bir program olduğunu dile getirdi.
Dünyada çatışma ve olağanüstü hallerin gün geçtikçe arttığını ifade eden İşbilir, Filistin'de şu ana kadar 4'ü kadın 46 gazetecinin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
İşbilir, şöyle devam etti:
"Gazetecilerin görevi sadece savaşı, çatışmayı, afeti belgelemek değil öncesinde erken uyarı mekanizmalarını hareketlendirmek için haber yaparak savaşı, çatışmayı önlemek ve sivil kayıpların artmasına engel olmak. Meslektaşlarımız bunu da yaptı. Filistin'deki işgali, İsrail'in yaptığı insan hakları ihlallerini sürekli haberleştirdi. Gazze'ye yönelik saldırı başladıktan sonra anbean kameralarımızı, fotoğraf makinelerimizi, haberlerimizi hep Gazze'ye yönelttik. 64 arkadaşımız şu an bölgede görev yapıyor. Fakat karşımızda öyle barbarca, hukuk tanımaz, insan hakları tanımaz bir aktör var ki gözü ne gazeteci, ne sivil, ne masum, ne kadın, ne de yaşlı görüyor. Ayrım gözetmeksizin katlediyor."
- "Uluslararası insan hakları gözlem örgütleri bu haberleri delil sayıyor"
İşbilir, AA'nın bütün zorluklara rağmen, savaş muhabirliği eğitimi almış kadrolarla bölgeden haber geçmeye, mazlumların sesi olmaya devam ettiğini vurguladı.
Filistin'de savaş suçu işlendiğini dile getiren İşbilir, "İsrail'in işlemediği savaş suçu, işlemediği insanlığa karşı suç, ihlal etmediği insan hakkı, çiğnemediği uluslararası hukuk kuralı neredeyse kalmadı. Hepsini belgeliyoruz. Arkadaşlarımız fosfor bombalarının kullanıldığını belgeledi. Uluslararası insan hakları gözlem örgütleri bu haberleri delil sayıyor." diye konuştu.
Gazetecilerin, savaş suçlarını belgeleyip, fotoğraflayıp dünya kamuoyuyla paylaştığını aktaran İşbilir, "Gazeteci arkadaşlarımız 103 yıllık geleneğin temsilcisi olarak, Anadolu'nun merhametinin, bereketinin, barışçı yaklaşımının temsilcisi olarak, Gazze'deki masumların, İsrail'in yapmış olduğu ayrımcılığın tüm boyutlarını kendi canları pahasına dünya kamuoyuyla paylaşıyor." ifadelerini kullandı.
İşbilir, Gazze'de yakın çalışma arkadaşlarını kaybettiklerini, bazı arkadaşlarının da aile fertlerini yitirdiği halde gazetecilik görevini yürütmeye devam ettiğini hatırlatarak, "Zor zamanda gazetecilik çok güçlü bir kamu hizmeti. Gazetecilik, savaşların erken önlenmesi için uyarı mekanizması, hakikate şahitlik, tarihe tanıklık yapmak için bir kamu hizmeti." ifadelerini kullandı.
İşbilir, Türkiye'nin, barış inşa edilebilmesi için tüm mekanizmalarıyla seferberlik halinde olduğunu belirterek, "Ajansımız da öyle. Milli Mücadele'de kurulmuş, kimsesizlerin kimsesi, mazlumların sesi, Anadolu'nun nefesi olan Ajansımız da bugün de Gazze'nin, Filistin'in, Batı Şeria'nın, Kudüs'ün sesi olarak, vazifesini görmeye, genetik kodlarına uygun haber üretmeye devam ediyor." diye konuştu.
Savaş muhabirliği eğitiminin dünyada benzeri olmadığını, bu eğitimlere çok önem verdiklerini vurgulayan İşbilir, desteklerinden dolayı Polis Akademisi, TİKA ve AFAD yetkililerine teşekkürlerini iletti.
- "Bugüne kadar 508 medya çalışanını misafir ettik"
Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Fatih İnal da 24 dönemdir AA ile savaş muhabirliği eğitimini düzenlediklerini belirterek, bugüne kadar 508 medya çalışanına savaş ve zor şartlar için eğitim verdiklerini söyledi.
Savaş muhabirliği eğitiminin iki hafta sürdüğünü anlatan İnal, bu eğitim takvimi içerisinde gazetecilerin dayanıklılıklarını ölçen ve artıran programların uygulanacağını, ileri teknik sürüş hocaları tarafından kaygan zeminde veya riskli alanlarda araba sürmenin inceliklerinin öğretileceğini aktardı.
Katılımcılara, patlayıcı maddeler ve balistik yeleklerin kullanımına ilişkin bilgi verileceğini ifade eden İnal, akademi personelinin eğitime katılanlara üs bölgesinde kaçırılma, sorgulanma ve bu alanda takım ruhunu öğretmek için çaba sarf edeceğini söyledi.
İnal, AFAD'ın da deprem, yangın ve sel gibi afetlerde gazeteciliğin nasıl yapılacağına ilişkin eğitim vereceğini belirterek, "AA'nın çok deneyimli gerek savaş bölgesinde gerekse masa başında görev yapan çok kıymetli medya çalışanları ve gazetecileri var. O ustalardan da destek alarak bu programa devam edeceğiz." dedi.
Programa, gazetecilerin savaş sonrası kendilerini rehabilite edebilmeleri, yaşadıklarının etkisinden kurtulabilmeleri için "rehber psikologlardan destek" bölümünün eklendiğini anlatan İnal, "Gazeteci de insan. Onun olaylara hiçbir şey yokmuş gibi bakmasını beklemek hayalcilik olur." ifadesini kullandı.
- "Propaganda değil haber yapmaya çalışalım"
TİKA Eğitim Projeleri Koordinatörü Mustafa Haşim Polat da TİKA'nın görevinin, Türkiye'nin tecrübesini dost ülkelerle paylaşmak olduğunu belirterek, Savaş Muhabirliği Eğitimini de "hayat kurtarmaya vesile olan bir program" şeklinde niteledi.
Savaş muhabirliği eğitimi ile travmatik bölgelerde çalışanlara yönelik eğitimlerin, vicdanı da ruhu da eğittiğini anlatan Polat, Anadolu Ajansının temsil ettiği yaklaşımla bu ruhun da verilmeye çalışıldığını ifade etti.
Bugün Gazze'de, daha önce yakın coğrafyalarda, Suriye ve Ukrayna gibi birçok yerde yaşanan problemlerin herkesi ilgilendirdiğine işaret eden Polat, savaş muhabirliği eğitimi alanlar veya eğitim almasa bile yaşayarak tecrübe edenlerin, bu duruma doğru katkıda bulunduğu ölçüde bu sınavı geçtiğini dile getirdi.
Propaganda ve haberin ayrı olduğunu belirten Polat, "Burada eğitim alan bütün misafirlerimize bir dost tavsiyesi olarak şunu hatırlatmak istiyorum; propaganda değil, haber yapmaya çalışalım ve propaganda karşısında doğrunun sesi olup haber yapmaya çalışarak gerçeği anlatalım." dedi.
Konuşmaların ardından günün anısına hatıra fotoğrafı çekildi.