Deri, Tekstil ve Kundura İşçileri Derneği, mülteci işçilerle anket yaptı. Anketin öne çıkan çarpıcı sonucu 100 işçinin tamamının sigortasız oluşu ve toplam prim günlerinin sıfır oluşu. Dernek işyerlerindeki mülteci-yerli işçi ayrımının mültecilik statüsünün sağlanması ile kalkacağını vurguluyor.
METEHAN UD - Türkiye’deki mültecilerin yaşadığı hak ihlallerinin başında çalışma yaşamı geliyor. 4 yıl önce geçici koruma altındaki Suriyeli mülteciler ve uluslararası koruma sahibi mülteciler için çıkarılan çalışma iznine dair yönetmelikler çözümün uzağında kaldı. Aile Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü verilerine göre 2018 yılında çalışma izni alabilen mülteci-göçmen işçi sayısı 115 bin 837. Birleşmiş Milletlere bağlı Ekonomik ve Sosyal İşler Organizasyonu'nun (DESA), yayınladığı 2019 raporuna göre, Türkiye’deki toplam mülteci-göçmen sayısı 5 milyon 678 bin 800. Kayıtsız olanlarla birlikte bu rakam daha da büyüyor. Yine aynı rapora göre Türkiye’deki göçmen ve mültecilerin yaş ortalaması 32,4 ve yüzde 71,4’ü de çalışma yaş aralığı olan 19-65 yaş arasında. Rakamlar mülteci ve göçmen işçilerin neredeyse tamamına yakınının kayıt dışı çalıştırıldığını ortaya koyuyor. İzmir’de kurulu bulunan Deri Tekstil ve Kundura İşçileri Derneği, mülteci işçilerin çalışma yaşamında karşılaştığı hak ihlalleri ile ilgili bir çalışma başlattı. Çalışmanın amacı deri, tekstil ve kundura iş kollarında çalışan mülteci işçilerin profilinin çıkarılması, çalışma koşullarının belirlenmesi, yaşadığı hak ihlallerinin tespit edilmesi ve öncelikleri taleplerinin öğrenilmesi. Rapor için İzmir Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi, MTK Tekstilciler Çarşısı, Basmane’de deri ve tekstil atölyeleri ve Karabağlar’daki tekstil atölyelerinde çalışan yüz işçi ile yüz yüze görüşme yapıldı. Etkiniz AB Programı’nın desteği ile yayınlanan rapor için deri iş kolunda çalışan 20, tekstil iş kolunda çalışan 40 ve kundura iş kolunda çalışan 4o işçi ile görüşüldü. Anket için görüşülen mülteci işçilerin 77'si Suriyeli, 12'si Afganistanlı, 6'sı İranlı ve 5'i Iraklı olduğunu dile getirdi. 19’u kadın, 81’i erkek işçi ile yapılan ankete katılan mülteci işçilerin 8'i okur yazar olmadığını ve yine 8'i sadece okur yazar olduğunu belirtirken 65'i ilk okul mezunu olduğunu ve 19'u da orta okul mezunu olduğunu dile getirdi. Yine ankete katılan işçilerin 10'u 3 yıldır, 14'ü 4 yıldır, 27'si 5 yıldır, 34'ü 6 yıldır, 15'i de 7 yıldır Türkiye'de olduğunu belirtti. Ankete katılan işçilerin 28’i 18-25 yaşında, 49’u 25-30 yaş arasında, 23’ü de 20-40 yaşında. İşçilerin Haftalık Ortalama Maaşı 516 TL Ankete katılan işçilerin, 10'u haftalık 400 TL, 35'i 500 TL, 5'i 550 TL, 40'ı 600 TL ve 10'u 700 Türk Lirası aldığının bilgisini verdi. İşçilerin yarısının eline aylık geçen para asgari ücretin altında kalırken işçilerin sadece yüzde 40'ı asgari ücrete denk gelen bir maaş alabildiğini söyledi. İşçiler, Türkiyeli işçilere göre 200-250 TL daha az maaş aldıklarını vurguladılar. 100 işçinin 64’ü evde tek çalışan olduğunu belirtti. İşçilerin haftalık ortalaması 516 lira. İşçilerin ödediği aylık ortalama kira ise 624. 100 İşçinin Toplam Sigorta Prim Günü Sıfır Ankete katılan 100 işçinin tamamı sosyal güvenlik kaydının bulunmadığını dile getirdi. 100 işçinin toplam sigorta prim günü ise sıfır. İşçiler hiçbiri çalışırken devlet denetimi ile karşılaşmamış. İşçilerden 35'i günde ortalama 9-10 saat çalıştıklarını, 65’i ise 11-12 saat çalıştıklarını cevabını verdi. İşçiler 8 saatten sonrası için fazla mesai ücreti almadıklarını da getirdiler. Şıklar arasındaki 8 ve 8'den daha az çalışma süreleri işçilerin cevaplarına giremedi. İşçiler, Türkiyeli işçilere göre haftada ortalama 5-10 saat daha fazla çalıştığını da kaydetti. İşçilerin Tamamı Yıl Boyunca Çalışamıyor Yılda kaç ay çalışıyorsunuz' sorusuna işçilerden sadece 29'u 'yıl boyunca çalışıyoruz' cevabını verirken, 7 işçi 6 ay, 8 işçi 8 ay, 14 işçi 9 ay, 22 işçi 11 ay cevabını verdi. İşçilerin verdikleri cevaplara göre işyerlerinin yüzde 60'ında çoğunluklu mülteci işçi çalışırken yüzde 20'sinde çoğunlukla Türkiyeli işçi çalışıyor. Geriye kalan işyerlerinde ise işçi sayıları birbirine yakın. Öncelikli Sorun Sigorta ve Maaşları Tam Alamamak Ankete katılan işçilerden tamamı mülteci olduğu için sigortası yapılmadığını, 73'ü mülteci olduğu için maaşı tam alamadığını, 87'si mülteci olduğu için Türkiyeli işçilere göre daha az maaş aldığını, 77'si mülteci olduğu için Türkiyeli işçilere göre daha uzun çalıştığını, 56'sı mülteci olduğu için haksız yere işten çıkarıldığını, 75'i mülteci olduğu için nefret söylemine maruz kaldığını, 52'si çalışma arkadaşlarını tarafından dışlandığını ve 12'si sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığı cevabını verdi. ‘Nefret söylemi kim tarafından yapıldı’ sorusuna işçilerin 52'si patronları, 48'i ustaları, 35'i birlikte çalıştığı işçileri ve 55'i başka işçiler cevabını verdi. Raporda Yer Alan Çözüm Önerileri; • Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesine (1951) konan coğrafi kısıtlama çekincesi kaldırılmalı ve sözleşmenin 'ayrımcılık yasağı' ilkesi doğrultusunda herhangi bir şart koşulmadan bütün mültecilere statü verilmelidir. • Türkiye'nin taraf olduğu ilgili mülteci ve göçmen işçilerle ilgili uluslararası sözleşmelerin yükümlülükleri yerine getirilmelidir. • Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 97 sayılı İstihdam Amacıyla Göç Hakkındaki Sözleşmesi ve 143 sayılı Göçmen İşçiler Hakkındaki Sözleşmesi'ne Türkiye bir an önce taraf olmalıdır. • 2013 Tarihli Ve 6458 Sayılı Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) ve Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelikte yer alan mülteci ve göçmen işçilerin çalışma izni alabilmeleri ile ilgili şartlar güncel duruma göre tekrar düzenlenmelidir. Uygulanması mümkün olmayan yüzde 10'luk işyeri kotasında değişiklik yapılmalı, altı aylık bekleme süresi kaldırılmalıdır. • Kayıt dışı çalışmaya mecbur bırakılan mülteci ve göçmen işçilere uygulanan para cezası yaptırımı iptal edilmelidir ve kayıt dışı istihdamdan sadece işverenler sorumlu tutulmalıdır. • Mülteci ve göçmen işçilerin sosyal güvenlik kaydı işlemleri kolaylaştırılmalı ve işveren tarafından başvuru yapılmadığı durumda mülteci ve göçmen işçinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurusu yeterli olmalıdır. • Çalışma Bakanlığı müfettişleri, kayıt dışı çalıştırılmanın azaltılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için iş yerlerinde etkin denetim yapmalıdır. • Kayıtsız çalışan mülteci işçilerin geriye dönük hak kayıpları giderilmelidir. • Hak ihlallerinin önüne geçmek için Göç İdaresi, Çalışma Bakanlığı İl Müdürlükleri, meslek odalar ve işçi örgütleri (sendikalar ve dernekler) birlikte bir çalışma grubu kurmalı ve sahada çalışma yapmalıdır. • Mülteci/göçmen işçilere yönelik ayrımcı uygulama, nefret söylemleri ve saldırılara karşı işçi havzalarında özel çalışma yürütülmeli. Bu davranışların Türk Ceza Kanunu'nda suç olduğu ve hapis cezası ile cezalandırılabilecekleri anlatılmalıdır. • Mülteci/göçmen işçilerin çalışma yaşamında sahip olduğu hakları öğrenebilmeleri için işçi havzalarında ana dillerinde eğitimler verilmelidir.
Editör: TE Bilisim