Gito Yaylası, eşsiz doğasıyla adeta bir seyir terası. Altınızda kalan bembeyaz bulutların, yeşilin her tonundaki ormanla buluşmasıyla ortaya çıkan manzaranın keyfine doyum olmuyor
BESİM GÜÇTENKORKMAZ - Doğu Karadeniz, her geçen yıl biraz daha ilgi çekip önemli bir turizm merkezi haline geliyor. Her ne kadar bölge, Arap turistlerin istilası altındaymış gibi gözükse de, çok sayıda gezgin ve yerli turistin akınına uğruyor. Öyle ki, Karadeniz, Norveç fiyortlarına benzeyen kıyısı ve muhteşem yaylaları ile farklı bir destinasyon (turizm sektörünün en önemli bileşimlerinden biri, gidilecek yer) oluşturdu denilebilir. Yemyeşil bitki örtüsü ve mavi-serin havası ile yaz aylarında, özellikle çok sayıda Arap turistin akın ettiği Karadeniz yaylalarının büyük bölümüne, rahatına düşkün, yürüme özürlü Araplar, asfalt yol olmadığı için henüz çıkamıyorlar. Yaylaların yerli sahipleri, tabii ki yolların bozuk olmasını hiç dert etmiyor. Hatta taşlı, tarla gibi yollarından memnun oldukları söylenebilir. Hayvancılıkla geçinen Karadeniz yaylacıları, çöplerini toplamayan, her yeri kirleten turistlerin istilasına kendilerini henüz hazır hissetmiyor. Turist akınının ardından, temiz, huzurlu ve sakin yaylalarının, Ayder veya Uzungöl gibi otel ve binalarla dolmasından korkuyorlar. Neredeyse tamamı bunu kesinlikle istemiyor. Yayla sahipleri, turizm furyasının farkında ve yaylalarını, içgüdüsel olarak kontrolsüz yabancı akınından korumak istiyor. Yerli turiste bir dereceye kadar izin verirken, henüz turizme açılmayan bu enfes yaylalara yabancı turistin çıkmamasından şimdilik memnun bile sayılır. Karadeniz’in belli bir yere kadar ancak arazi araçları ile gidilebilen, sonrasında ise yürüme gerektiren “bulutlara asılı” efsane yaylalarından birisi, Gito Yaylası. ÇİNÇİVA KÖPRÜSÜ Diğer birçok yaylaya olduğu gibi, Gito Yaylası’na da çıkmak için hareket noktası Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi. Özellikle yaylaları, köyleri, doğal güzellikleri, tabiat ve bitki örtüsüyle Çamlıhemşin, bölgeyi görmek isteyen gezginler için bir çekim merkezi olmasının yanında, birçok otantik ve turistik değere sahip. Müze olabilecek güzellikteki evleri, ilginç kafeleri ve restoranları, yöresel yemekleri ile olağanüstü doğal güzellikleri ve farklı bir dokunun merkezi. Mıhlama, kara lahana dolması ve fırın sütlaç en revaçta olan yemekler arasında sayılabilir. Ancak, yemeklerin fiyatlarını sormadan sipariş vermemenizi öneririm. Rize’nin bu en sosyetik ilçesinde, zengin Arapların da bölgeye gelmesi ile bir öğle yemeği için, kişi başına 80-100 lira arasında hesap gelebiliyor. Çamlıhemşin merkeze 5-10 dakikalık mesafedeki Fırtına Deresi kenarında kurulan Çinçiva (Şenyuva) Köyü’nde, akarsuyun da sesini duyabileceğiniz otantik otellerde konaklamak mümkün. Elbette, bu ünlü dere üzerinde harika, kartpostallara konu olan1696’da yapılan tarihi taş köprü Çinçiva (Şenyuva) ile birlikte başka köprüleri de görebilir, fotoğraf çektirmek için çok güzel manzaraları yakalayabilirsiniz. GİTO YAYLASI Çamlıhemşin’den Zil Kale (Kale-i zir, Aşağı Kale) yönünde, Çat Vadisi’ne doğru giderken, Karadeniz’in bakir yaylalarından biri olan Gito Yaylası’nın tahta tabelasını kolayca görebilirsiniz. Yol üzerindeki Zil Kale, bölgenin önemli kalelerinden birisi ve ne yazık ki, restore edildikten sonra, bütün özelliğini yitirmiş ve İngiliz şatolarına benzemiş. Keşke olduğu gibi bırakılsaydı. Bir saatlik zorlu bir orman yolundan geçildikten sonra ulaşılan Gito Yaylası, bulutların üstünde, adeta dünyada olmadığınız hissi yaşatıyor. 2 bin metrenin üzerindeki Gito, eşsiz manzarasıyla, aslında doğal bir seyir terası konumunda. Yaylaya girişte, son virajdaki düzlükte Hızır Dayı karşılar sizi ve yaylanın yol-yordamını anlatır. Konuşma sırasında mutlaka, “Burada kalın ama çöpünüzü de giderken götürün” der. Konaklayacakları önce baştan ayağa süzen Hızır Dayı, halini tavrını beğendiklerine, evlerden biraz daha uzaktaki kamp alanını gösterir. Bir süre önce çadır alanı olarak kullanılan alana, yerel bir işletmeci tarafından yapılmak istenen kafeteryaya, [caption id="attachment_157868" align="alignleft" width="320"] Zilkale[/caption] Gito sakinlerinin büyük tepki gösterdiklerini hatırlıyorum. Dinlenmek, doğa yürüyüşü ve trekking yapmak, foto safariye katılmak, vadiye çöken sisi, yemyeşil doğası ve karlı dorukları için turizme yeni kazandırılmış noktalardan biri olan Gito Yaylası’nda konaklamak isteyenlere, iki otel hizmet veriyor. Uzun yıllardır hizmet veren Koçira Pansiyon’un yanına, geçtiğimiz senelerde Hozboncuk adlı dağ evi de eklenmiş. Koçira Pansiyon’un, insana uçma hissi veren salıncağı bayağı ünlenince, Hozboncuk Dağ Evi de benzerini yapmış. Gito Yaylası’nda çadırda kalıp, yaylanın müthiş manzarasında kamp kahvaltısı yapmak, zaman geçirmek ömre ömür katar nitelikte. Yalnız yaylanın marketi yok, bilesiniz. Araba ile yarım saat daha devam ederseniz, 2 bin 500 metredeki Ambarlı Yaylası’na ulaşabilirsiniz. Ambarlı Yaylası’ndan bir saat yürüme mesafesinde ise, Kaçkarlar’ın bahar aylarında bile buzul kaplı zirve göllerinden birisine çıkabilirsiniz.
Editör: TE Bilisim